Okuma Biçimleri
Önceki bölümde ifade ettiğim üzere ben rengarenk kalemlerle süslü notlar alarak okumayı yavaşlatması hasebi ile tercih etmem. Yine okuma temposunu düşürmesi sebebi ile yabancı dilde okuma yaparken, bilmediğim kelimelerin sözlük anlamlarına bakıp kitaba not etmekle uğraşmam. Zira yeni bir sözcük bağlam içerisinde daha kolay öğrenilir. Aynı kelime ile 3-5 defa karşılaşınca bilinçaltı olarak öğrenirsiniz. Sözlükten karşılığına bakıp kenara not edince de bu sürecin fazla değişmediğini, sadece vakit kaybettiğimi müşahede ettim. Bu, eğer okumaya henüz yeni başladıysanız Türkçe kitaplarda da sık karşılaştığınız bir durumdur. Aynı şekilde kelimenin anlamını not etmekle uğraşmanızı tavsiye etmem. Tüm bu konularda bilinçaltı, bilinç üstünden daha iyi çalışır. Bunun yanı sıra bilmediğiniz kelimelerin kullanılması sebebi ile sizi zorlayan eserlerden mümkün olduğunca kaçmayın. Her branş bir ıstılahlar (terimler) yuvasıdır. Her branşa girdiğinizde yeni ıstılahlarla karşılaşmanız kaçınılmazdır. Doğal olarak bir süre zorlanacaksınız, ama bu zorlanmadan kaçarsanız o branştan kaçmış olursunuz. İnsan kendini zorlamadıkça gelişen bir varlık değildir.
"Hasta, doktorun kendisine tavsiye ettiği yiyecekleri yeyip yememekte özgürdür; ancak kişi, bir sözü ya da fikri anladığında, artık anladığı şey o kişinin ruhuna nüfuz etmiş ve ruhunun bir parçasını oluşturmuştur. Bu yüzden kişi anladığı şey karşısında artık özgür değildir. "
Sayfa 12 - DemKitabı okudu
Reklam
Arkad beşinci derste. "Babil'deki insanların birçoğu, aileleriyle kendilerine yakışmayan mahallelerde yaşıyor. Talepkâr ev sahiplerine, karılarının çiçek yetiştiremeyeceği, çocuklarının sadece pis sokak aralarında oynayabildiği yerler için yüksek kiralar ödüyorlar. Hiç kimse çocuklarının rahat rahat oyun oynayabileceği, kadınların sadece çiçek değil ailelerini beslemek için kullanabileceği bitkileri yetiştirebileceği temiz bir toprak alan olmadan hayatın tadını çıkaramaz. Kendi ağaçlarından incir, kendi bağlarından üzüm yemek insanın kalbini mutlulukla doldurur. Kendi alanına sahip olmak ve gurur duyduğu bir yerde oturuyor olmak kendine güvenini artırarak bütün yaptıklarına daha büyük bir istek ve güçle sarılmasını sağlar. Bu yüzden de herkesin kendisinin ve ailesinin başının üzerindeki çatıya sahip olmaya çalışmasını tavsiye ederim. Niyet eden birinin evine sahip olması imkânlarının dışında değildir. Kralımız Babil'in duvarlarını öteleyerek şehrin alanını genişletmiş ve böylece gayet makul fiyatlara kullanılmayan arsalar alınabilir hale gelmiştir.
Kur'ân'a hürmet konusundaki yanlış bir algı:
Yıllardır bu toplumda Kur'ân'a karşı Osman Gazi'ye izafe edilen malum tavır anlatıldı. Osman Gazi'nin içinde Kur'ân'ın bulunduğu bir odada ayaklarını uzatarak yatmadığı bir üstünlük ve şeref sebebi olarak Kur'ân'a karşı bir saygı gösterisi olarak dile getirildi. Böylece sanki Müslümanlara evlerindeki, odalarındak Kur'ân'ları dışarıya çıkarıp yatmaları öğütlendi. Kur'ân'dan uzak kalmalan tavsiye edildi. Kur'ân'lar dışarı, sizler içeri dendi. Halbuki Kur'ân'a saygı bu değildir. Kur'ân dışlanarak, Kur'ân'ı kendimizden, kendimizi Kur'ân'dan uzak tutarak Kur'ân'a değer verilmiş olamaz. Halbuki Kur'ân'ın yanında yatmak emniyettir. Bakın bu ümmetin Kur'ân'ı en güzel okuyucusu, kurrası, alimi, müfessiri ve Kur'ân'ı en iyi anlayanı olan Abdullah İbni Mesud efendimiz (radıyallâhu anh) buyurur ki: "Kur'ân'ı her zaman açıp okuyabileceğiniz, her an onunla ilgi kurabileceğiniz bir konumda bulundurun."
Özgüven, ilim ehline muhakkak lazımdır. İşim pısırık insanların işi değildir. Bu açıdan ilim öğrenenlere özgüvenleini kırıcı her ortamdan uzak durmalarını tavsiye ederim. Fakat aptal özgüveni denen bir şey de var. Bilmediğin, başaramayacağın bir konuda özgüven sergilemek kendini tahlil edememekten kaynaklanır. Kendisini pek çok önemli konuda tahlil edemeyen birisi nasıl başka insanları ve dünyayı isabetli tahlil edebilsin? Cahilin cesareti özgüven değildir.
“Ben vahşeti sevmem. Kim olursa olsun ben nev'ime karşı kurşun sıkamam. Tabiaten medeni yaratılmış bir insanım." "Bütün bu ateş saçan aletler, toplar, bombalar medeniyetin icadı değil mi?" "İnsan öldürmek için yollar hazırlayan ve bu işi insani bir hareket olarak tavsiye eden medeniyet, hiçbir vakitte hakiki bir medeniyet değildir. Bu bahis uzundur enişte bey. Bulunduğumuz yer, bunu münakaşaya elverişli değil."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.