169 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Nazım'ın kendi otobiyografisi kabul edilebilecek eserin roman kurgusu, karakterlerin derinliği, betimlemeleri çok etkileyiciydi. Zaman atlamaları gitgeller sonlara doğru hızlanması da romana ayrı heyecan katmış. Ama en etkileyici kısmı otobiyografik öğeler taşıması. Dönem kitaplarını seven herkese kesinlikle tavsiye ederim.
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
Yaşamak Güzel Şey Be KardeşimNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20173,395 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Tıp alanına ilgi duyanlara, doktorlara ve doktor adaylarına tavsiye edilebilecek bir kitap. Onun dışında da herkesin severek okuyacağından eminim. Ben çok keyif alarak okudum. Kitabın içindeki vakalar sizi içine çekiyor sanki siz de Doktor Bulgakov ile beraber hastayı kurtarmaya çalışıyormuş gibi hissediyorsunuz. Tıp alanında pek bilgim olmamasına rağmen vakaların hepsini anlayabildim. Dili çok sade ve anlatımı çok başarılı. Dokuz vaka var kitapta. Ve bazıları oldukça ilginç. Doktor Bomgard, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş, hak ettiği saygıyı yaşından dolayı göremeyen bir doktor. Daha sonra soğukkanlılığı ile ve teorik bilgilerini başarılı bir şekilde pratiğe dökmesiyle kendini kanıtlıyor. Böylece herkesin saygısını kazanıyor. Taşranın vazgeçilmezi haline geliyor. Doktorun tüm bunlar olurken içinde kopan fırtınaları, yaşadığı kaygıları sadece okurlar anlayabilir. :) İncelemeyi doktorumuzun bir sözüyle bitiriyorum: "Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş." Keyifli okumalar. :)
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202325bin okunma
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Umberto Eco'nun Sıfır Sayısı 2015 yılında çıkmış, haliyle güncel ve günümüzden bir roman. Tarihi arkaplan işlemeyi seven yazarımız yeteneklerini günümüze yakın bir zamanda, 1990 larda, sergiliyor ve günümüzün, çağımızın sorunlarıyla ilgileniyor. Eco'yu aşırı severim. Gerek Orta Çağ romanları, gerek tarihi romanlar ve gerekse
Sıfır Sayı
Sıfır SayıUmberto Eco · Doğan Kitap · 20151,121 okunma
319 syf.
9/10 puan verdi
Peyami Safa’nın okuduğum ikinci kitabı fakat sanki diline ve fikir dünyasına evvelden aşina olduğum bir yazar. Çünkü çoğu yazarın her kitabını aynı beğeniyle okumuyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar, Samiha Ayverdi, Nazan Bekiroğlu gibi kalemini sevdiğim yazarlardan oldu Peyami Safa. Bu kitaba gelirsek; ruha dair tahlilleri, betimlemesi, olayların kurgusu, kullandığı kelimelerin kuvveti ve tesiri cihetiyle yine harika yine eşsiz bir yapıttı. Hem sanat eseri, hem düşünce kitabı olmayı başaran, insanı içine çeken ve düşündüren, kitabın içinde yaşatan nadir eserlerden olduğunu düşünüyorum. Yazarın da en sevdiği kitabı olması haysiyetiyle Peyami Safa’yı tanımak isteyenlere tavsiye edilebilecek harika bir eser. :) Kitapta kendi ruhi bunalımlarıyla kafası dağınık, bu sebeple tıp fakültesini bırakarak felsefe bölümüne geçen fakat okuluna da düzenli gitmeyen bir gencin hayat hikayesi anlatılıyor. Kaldığı pansiyondan, tanıştığı kişilere, ailedeki yetişme tarzına ve fikirlerine kadar. Tabi bu fikirlere en çok tesir edenlerden biri de pansiyonda tanıştığı Aziz bey ve onun tavsiyesiyle taşındığı adada gelişen olaylar. Bu olaylar, Ferit’in (hikayemizin kahramanı:) pansiyondan ayrılarak kalmaya başladığı adada kiraladığı ev ile başlar. Bu ev Matmazel Noraliya adındaki Doğu- Batı, Müslümanlık-Hristiyanlık sentezinde garip hayat hikayesi olan bir hanımefendiye aittir. İlginç bir şekilde Ferit’in hayata dair olan inançlarını temelden sarsar ve değişimine sebep olur. Güzel, etkileyici, okunası bir roman. Bol istifadeli okumalar :)
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma
344 syf.
7/10 puan verdi
Ne yazık ki beklentimin epey altında kaldı. Bir tecavüz olayı ile yıllar önce işlenmiş tecavüz ve cinayet vakası var kitapta. Açıkçası kim bu tecavüzcü kim bu katil diye merak duygusunun ön planda olacağını düşünerek başladım kitaba. Fakat yazar bu duyguyu anlatımı yüzünden yaşatamadı.Davadan kesitler sunmasına rağmen sanki kitap okumuyorum da, savcının iddianamesini elime tutuşturdular da onu okuyormuş gibi bir hissizlik, durgunluk hakimdi kitaba. Karakterlerin özel yaşamı, durumları, popülariteleri vs. daha çok ön plana çıkmıştı. Gerilim, heyecan ve merak beklentisi ile başladım ama hiçbirini bulamadım. Yıllar önce yaşanmış tecavüz cinayet vakası Jenny ile günümüzde işlenmiş tecavüz suçunu Kelly'yi işlemiş yazar. Birleştirmeye çalışsa daha başarılı olurmuş belki de. Ne ayrı tutabilmiş ne birleştirebilmiş. Bu yüzden kitap kopuk kopuk ilerledi. Daldan dala atladı durdu.Tam günümüz olayına adapte oluyorum arkasından, ortalıklarda görünmeyen gizemli Hannah'ya dönüyor ve Jenny'yi anlatmaya başlıyor. İşin garip tarafı da Hem Rachel hem Hannah'dan kesitler vermesine rağmen olaylardan daha çok ikisinin özel yaşamı, acıları ve düşüncelerine yer vermiş. Gereksiz birçok şey anlatılmış, her türlü lüzumsuz ayrıntı varken asıl işlemesi gereken olayları işleyememiş. Yani finali bile üstün körüydü. Kendi içlerinde hallettiler.Okumayın kötü diyemem ama okuyun diye de tavsiye edilebilecek kitaplardan değildi benim için maalesef.
Bitmeyen Gece
Bitmeyen GeceMegan Goldin · Epsilon Yayınevi · 202337 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
"HUZURSUZLUK" Harese nedir? #12356345 Nergiz'in son sözleri "ben bir insandım" oldu. Evet, hepimiz bir insanız yada olmaya çalışıyoruz. Ülkemiz de hep "huzursuzluk" var. Kitabıda okurken içimde bitmeyen bir "huzursuzluk"la okudum. Hüseyin ve Meleknaz baş karakterler denilebilir. Kitapta anlatılanlar yaşanmış hayatlardan kesitler bulunmakta. Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı oldu. Beklentimin biraz altında bir kitap oldu. Ama bana kendini sevdirdi. Tavsiye edilebilecek kitaplardan. Okuyun ve okutturun.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100,1bin okunma
Reklam
874 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.