“Lanetlenmiştim: Aşkın öteki yüzleriyle tanışma vaktim gelmişti. Hiç kimsenin yakmadığı kadar büyük yangınlar içinde yanarken, aşkın neden ateşle birlikte anıldığını anlıyor, bu yıkıcı tutkunun daha önce tatmadığım mazoşist, alevli zevkiyle ürperiyordum. Sevdiğim, sevgilim dediğim varlık adeta Tanrı’ya dönüşmüştü: Hem acı veriyor hem de bu acıyı tedavi ediyordu. Dediğin gibiymiş: Acı, mutluluktan çok daha görkemli Selim…”