Yalnızlığın böyle bir çaresizlik olarak geldiği zamanlarda insanın kendisini parçalayan yalnızlığından kurtulmasının çok zor, hatta imkansız olduğunu biliyordum, bir zaman kendini yalnızlığa bırakıp teslim olmak gerekiyordu, sonra tekrar kalabalıklar geri gelirdi ve o arada çektiklerini hiç kimseye ablatmadan ve çektiklerini unutarak yeni bir hayata başlardın.
Kalabalıkların, insanların, sevişmelerin, maceraların içine atarsınız kendinizi, insanların hayat dediği garip bir girdabın içinde küçük bir ot parçası gibi kaybolmaya uğraşırsınız, bütün istediğiniz, korkunç bir ahtapot gibi size dolanan geçmişi ve o geçmişin ruhunuzu yakan acısını unutmaktır, unutursunuz da. Geçmişi olmayan biri gibi güvenle eve dönersiniz ve benim gibi lambaları yakarsınız. Geçmiş, evin yalnızlığına sarılmış kötü bir hayalet gibi oradadır.
Reklam
Bu soruyla kendimize bütün toplumun karşı çıkacağı bir suç oluşturuyorduk ve bir kadınla erkeğin suçortaklığı, hangi biçimde olursa olsun, daima çok zevkliydi.
Bütün kadınlar gibi o da erkeğini öldürmeden bırakmak istemiyordu ve ben çok kolay ölmüyordum.
doludizgin hissettiren alıntıyla başlayalım güne
her sabah bir başkası gibi, pişmanlıklarla ve sıkıntıyla uyanırım.
“ İntihar katille maktulün bir arada ve tek kurşunla ortadan kalktığı tek cinayet biçimiydi ve çok ilgi çekici geliyordu...”
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.