Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Her âkıle bir derd bu âlemde mukarrer, Râhat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan?" "Bu dünyada, her akıllı kişinin başında bir dert olmasına hükmedilmiştir, Hiç akıllı insanlar topluluğundan olan rahat yaşamış biri var mı?"
Wikipedia
Terci-i bend, Ziya Paşa'nın 1859’da kaleme aldığı ünlü şiiridir. Ziya Paşa, bu eseri gençlik döneminde, sarayda mabeyn katibi olarak görev yaptığı sırada yazmıştır. Şiir, şairin ve Tanzimat döneminin diğer bürokrat-aydınlarının felsefi bunalımlarını yansıtır; kuvvetli bir akıl-kalp, akıl-iman çatışmasını ortaya koyar. Klasik İslam felsefesiyle modern batı bilimlerini, özellikle astronomiyi başarılı bir şekilde birleştirir. Son bentte İslâmî düşünce sistemiyle Kopernik'in teorilerini, Newton'un teorisini ve Darwin'in evrim teorisini uzlaştırma çabası gösterir.[1]
Reklam
Her âkıle bir dert bu âlemde mukarrer, Rahat yaşamış var mı güruh-i ukalâdan. Halletmediler bu lûgazın sırrını kimse Bin kafile geçti hükemadan, fuzalâdan. Kıl san'at-ı üstadı tahayyürle temaşa, Dem urma eğer ârif isen çünüçirâdan.
Sayfa 27 - Bu alemde her akıllıya bir dert mukarrerdir. Akıllı insanlardan acaba hiç arahat yaşamış var mıdır? Şimdiye kadar, alimlerden, filozoflardan bin kafile gelip geçtiği halde bu bilmeceyi kimse halletmemiştir. Eğer arif isen üstadın sanatını hayretle temaşa Kitabı okudu
Her kim ki arar bû-yi vefa tab-'ı beşerde Benzer ona kim devlet umar zıll-i hümadan
Sayfa 33 - İnsanlardan vefa beklemek hüma kuşunun gölgesinden devlet ummaya benzer.Kitabı okudu
İç bâde, güzel sev, var ise akl ü şuurun, Dünya var imiş, ya ki yoğolmuş ne umurun!
Sayfa 27 - Eğer akıl ve şuurun varsa daima içki iç ve güzel sev, dünya ha varmış, ha yokmuş, hiç düşünme!Kitabı okudu
Sâki, bize mey sun ki dil-i tecribetâmuz Endişe-i encam ile vakf-ı helacandır.
Sayfa 27 - Ey saki, bize içki sun ki, tecrübeli gönül, yarının düşüncesiyle halecan içindedir.Kitabı okudu
Reklam
Etmiş kimin harîs-i kital arzu-yı şan Kılmış tamah kimisini candâde-i vega. Olmuş kimi müsahhar-i efsûn-i çem-i yâr, Olmuş kimi mukayyed-i gîsû-yi dilrüba, Etmiş hava-yı lâle kimin dağdâr-ı gam, Olmuş kimine derd-i gül ü yasemen belâ.
Sayfa 20 - Kimi şan arzusu, kimini de tamah, muharebeye sevketmiştir. Kimi sevgilisinin gözlerinin büyüsü ile büyülenmiştir. Kimi de mahbubesinin saçı ile bağlanmıştır. Kimini lale havası kederlendirmiştir; kimine de gül ve yasemin derdi bela olmuştur.Kitabı okudu
Gûya ki bunca mihnet ü gam az gelip olur. Bir de tahakküm-i cühelâ ile bağrı hûn. Bilmem ki muktaza-yı nizam-ı cihan mıdır Daim cihanda cahil olur mes'adetnümün? Cari cihan cihan olalıdır bu kaide: Bir ahmak-ı deniye olur ehl-i dil zebûn.
Sayfa 16 - Güya ki bunca mihnet ve gam az gelip bir de cahillerin tahakkümü ile bağrı hun olur. Bilmem ki cihandan cahillerin mesut olması dünya nizamı icabı mıdır? Cihan, cihan olduğundan beri bu kaidedir ki ehl-i dil, ahmak bir deniye zebun olur.Kitabı okudu
Güller güler, figanla geçer ömr-i andelîp...
Sayfa 13 - Güller güler; bülbülün ömrü inilti ile geçerKitabı okudu
Galip, zebunu kaidedir eylemek telef, Yerde, havada, bahrde, cari bu gîrüdar!
Sayfa 10 - Kuvvetlinin zayıfı telef etmesi kaidedir. Yerde, havada, denizde bu savaş caridir.Kitabı okudu
Reklam
Ecram binihaye ile pürdür âsüman, Nisbet olunsa zerre değildir bu hâkdan. Bin şems-i tabdar ü hezâran meh-i münir Yüz bin sevabit ü nice seyyare-i iyan. Her şems eder tevabi-i mahsusasiyle seyr. Her tâbia tevabi-i uhrâ eder kıran. Her şems eder levahikına neşr-i feyz-i hâs, Her lâhikın tabiatı emsaline nihan. Her cümle merkezinde eder seyr-i bivukuf, Her kıt'a mihverinde bulur feyz-i cavidan. Her cümle i vesiada mebsût bin vücut, Her kıt'a-i fesihada meşhut bin cihan. Her bir vücut masdar olur bin vücut için; Her bir cihan hezâr cihandan verir nişan. Her zerrede tarika-i mahsusa üzre feyz, Her cismde tabiat-i mahusa üzre can, Her âlemin sinin ü tevarihi muhtelif, Her bir zeminde başka hisap üzredir zaman. Peyvestedir sevahili girdâb-ı hayrete, Bir bahrdir ki hasılı bu bahr-i bikeran.
Gûya içinde âdem-i âvâre dânedir. Mânend-i div beççelerin iltikam eder. Köhne ribat-i dehr acep âşiyanedir! Tahkik olunsa nakş-ı temasîi-l kâinat Ya hâb ü ya hayal ü yahut bir fesanedir. Müncer olur ümur-i cihan bir nihayete; Sayfın şitaya meyli baharın hazanedir.
Sayfa 3 - Mânend-i div: dev gibi. Beççe: insan ve hayvan yavrusu. İltikam: yutmak. Dehr: zaman, dünya. Temasil: timsaller. Hab: uyku. Ü: ve. Fesane: efsane. Müncer: bir neticeye varan. Ümur-i cihan: cihanın işleri. Şita: kış.Kitabı okudu
381 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.