Kitap-lık dergisinde rastladığım öyküsünden sonra ve bir instagram dostunun tavsiyesiyle okuduğum kitap; beklentimin üzerinde çıkmasıyla sevindirdi açıkçası. Hayata özellikle ülkemizdeki kadınların yaşadığı öğretilmiş rutinlere karşı, vurguladığı betimlemeler ve baktığı perspektifle yerli yazarlar arasında uzun zamandır görmediğim edebi lezzetlere ulaştırdı doğrusu.
Ancak seçilen konuların çoğu klişe olsa da asıl belirgin fark, yazarın (#tezerözlü benzeri!) üslubundaydı diyebilirim. Geniş zamanlı, mekan ve zaman tasvirlerine bulanan ama pek çok kalın romanlarda bile anlatılamayacak olay ile durum kurguları bu eserde 2-3 sayfada oldukça net verilebilmiş pekala. Kadınları betimlerken; sürekli 'bacaklarını açanlar' ve 'akan hayatlar' sözcüklerini kullanması da bu üsluba dahil olsa gerek.
18 öyküden; mesleğinden dolayı kadınların kabullenmediği bir celladı anlatan ABİS, mahallenin umarsız yosmasının öldürülüşünü içeren SİS, toplumun ev kızlarına biçtiği rolü dile getiren KUŞ ÖLÜSÜ, kitaba da adını veren ve sadece bir sayfada realist düzlemde sıradan bir evi niteleyen EVLERİN YÜREĞİ ile Oğuz Atay, Tezer Özlü ve Onat Kutlar'ın birer öyküleri üzerine yazılan son 3 öyküyü beğendim.
Sonuçta; bu kısa hikayeler, nitelikli edebiyat adına oldukça doyurucu: OKUYUN. Ara vererek diğer eseri #geceçığırtkanları 'na geçeceğim.