Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Ünlü Yıldızlı Gece tablosunun sahibi, “çılgınlık ve yaratıcılık biraradadır” söylemlerinin kanıtı olan hüzünlü ressam Vincent Van Gogh’u hepimiz duymuşuzdur. Kendisinin alışılmadık tarzı, “deliliği”, tablolarının canlı renkleri hepimizin kulaklarına bir yerlerden çalınmıştır. Peki hangilerimiz Van Gogh’un iç dünyasını ve yaşantısını gerçekten biliyor?
Bu kitap 1877’den ölümüne kadar geçen sürede Vincent’ın kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplardan oluşmakta. Bu mektuplarla misyonerlikten ressamlığa geçişini, renklere tutkusunu, diğer ressamlar hakkındaki görüşlerini ve yaratıcılık uğruna gösterdiği çabayı okuyoruz Başlangıçta sağlıklı ve meraklı bir adamın zamanla nasıl ruhsal sarsıntılarla “deliliğe sürüklendiği”ne tanık oluyoruz.. Resim ve ressamlık hakkındaki görüşlerini öğreniyoruz.
Vincent Van Gogh’u tanımak ve anlamak için çok güzel bir eser. İçsel gelişimini size çok güzel hissettiriyor. Yalnız Vincent hakkında az buçuk bilgisi olan kesime daha uygun bu kitap. Çünkü adı geçen ressamları bilmek, Vincent’ın hayatının belli dönemlerinde başına gelenleri bilmek okumanızı kolaylaştıracaktır. Vincent’ı zaten seven ve kendisini merak eden hayranları için ise birebir bu kitap
Bu kitapla beraber aklıma 2017 yapımı Loving Vincent filmi geldi İzleyiciye görsel bir şölen sunan ve farklı bir tad bırakan o filmde de Vincent’ın ölümü sonrasına değinilmişti. O da herkese önerimdir
Judged by his art, Van Gogh was certainly not psychotic in any ordinary sense. Psychotics have characteristic ways of picture-making and Van Gogh’s work has virtually none of them. But--also judging by the art--this man’s head was scarcely in the same place ours is as we go about our ordinary business. Van Gogh was not mad, but he reminds us of the psychiatric dictum, “The mentally ill are just like us, they are just more human.”
‘Direnme Savaşı’: Direnenlerin Tarafından Vietnam-Amerikan Savaşı
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir.
‘Direnme Savaşı’:
Direnenlerin Tarafından Vietnam-Amerikan Savaşı
Ulaş Başar Gezgin
Nguyen Duc Thuan’ın (1916-1985) kaleme aldığı ‘Direnme Savaşı’ kitabı, Türkçe’de Vietnam üstüne basılmış nadir kitaplardan biri. Diğer kitaplar gibi Vietnam-Amerikan Savaşı’nda geçen ve bu dönemden hemen sonra Türkçe’de
"Loving Vincent.." diye biten bir sürü mektup. İki kardeş arasında kitapların,resimlerin konuşulduğu o dönemin sanatçılarının dedikosunun bulunduğu mektuplar. Vincent e ne olursa olsun onu asla bırakmayan kardeşi ve kardeşlik duygusunun gücü.
Van Gogh'un kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplar. resimle, Van Gogh resimleriyle ilgili olanlar için psikolojisini ve yaratıcılığının temelini anlamak adına okunması faydalı olacaktır.
Ben işin aslı psikolojisini merak ettiğim için başladım kitaba, mektupları okumak zorlayıcı geldi diyebilirim. İster istemez konu çok dağılıyor, ordan oraya atlıyor. Belli bir kurgu veya bütünlük zaten beklenemez mektup okurken ancak benim yakalamam çok zor oldu okuduğum yaklaşık 70 sayfada.
Öyle elime alayım okuyayım da bitsin denecek bir kitap /kitap türü de değil. Ara ara okunması daha keyif verecektir.
Ben biraz yorulduğum ve buna bağlı olarak sıkıldığım için kitabı masamda tutmayı, arada açıp bir iki mektup okuyup kapatmayı, okumayı bu şekilde ilerletmeyi düşünüyorum. Parça parça okumak daha keyifli olacak.
Aklımdaki Van Gogh karakterini yıkan bir kitap oldu. Kulaklarını kesen ressam olarak biliriz ya hepimiz, intihar ederek (kendisini göğsünden vurmuş) hayatına son vermiş. Hikaye bu olunca ve bendenizin eksikliği olarak çok araştırma yapmayınca ; son derece sorunlu , ailesiyle sorunları olan bir karakter canlanıyordu kafamda. Hatta bu kitapta o agresifliği hissedeceğimi düşünüyordum. Ancak kitap benim algılarımı altüst etti. Gerçekten kardeşini seven bir abinin kardeşine mektupları... Agresif bir adam beklerken son derece naif bir karakter çıktı karşıma. Evet ara ara bazı çelişkiler dikkatimi çekse de Van Gogh artık kulağını kesen ressam değil benim zihnimde :)
Çeviri güzeldi ancak açıklamaların eksik olduğunu düşünüyorun. Sadece çevrilmiş. Kafka'nın Babaya Mektubu'nu da yakın zamanda okuduğum için belki Kamuran Şipal'in çevirisiyle kıyaslayarak Azra Erhat'a haksızlık ediyor olabilirim , bu konuda emin olamadım. Ancak gerçekten iyi bir araştırma yapıp kitabı okumuyorsanız ve bazı ressamları bilmiyorsanız kitabı okurken kendinizi araştırma yaparken buluveriyorsunuz. Bunu önlemek için belki ek açıklamalar konulabilirdi. Nacizane fikrim bu yönde.
Eski bir arkadaşım zamanında bu kitabı bana bir günde bitecek müthiş bir kitap diye tavsiye etmişti. Evet müthiş bir kitap ve bence de mutlaka okunmalı. Ama arastırmaya dalanlar için bir günde bitecek bir kitap değil bence. Sindire sindire okumak en güzeli değil mi ? :)