Bir geçmiş yaratacağım kendime, yepyeni bir geçmiş. Kandan, kinden ve ihtirastan uzak. Artık daha mutlu, daha sevinçli uayanacağım sabahları. Tıpkı çocukluğumdaki gibi. Ben sevinç dolu uyanmayali o kadar uzun zaman oldu ki. Bir nar ağacı büyüyor içimde şimdi. Kokusunu duyuyorum Ben seçtim ve ben yaşadım. Pişman mıyım, hayır. Mutluyum, mutluydum. Bir kış masalıydı bu. Yaşadım ve yaşayacağım. Küçücük bir ölüm mü korkutacak beni? Heba, yoksa ne anlamı olurdu ki yaşamın. Kışlar üsütmeyecek artık beni. Her an kar sessizliğine ve huzura dönüşülecek ve bir nar ağacı büyüyecek içimde. Sevinç dolu sabahları uyanıp onu sulayıp koklayacağım. Yeniden ve yeniden. Kâbuslar Evi - Çağan Irmak - 12.bölüm
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez! Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor. Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
Reklam
"Haklısınız albayım." Oturdu. "Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor." Oğuz Atay - Tehlikeli Oyunlar
ATAERKİ'YE CEVAPLAR “Bütün erkeklere tecavüzcü muamelesi yapıyorsunuz” - Yapmıyoruz. Yapsaydık çevremizdeki tüm erkekler hakkında dava açıyor, ifşalar yapıyor, Nevin Yıldırım gibi başlarını gövdelerinden ayırıyor olurduk. Oysa bunu ancak bazı tecavüzcüler için yapabiliyoruz, çoğunluğu ise bunları bile yaşamadan elini kolunu sallayarak gezmeye
Ölü bir fotoğraf makinesi gibi değil, bir sarhoş şarkısı, bir deli sayıklaması verimi gibi de değil, olanı olduğu gibi gören canlı bir insan kafası gibi, bir “ruhlar mühendisi” ne benzeyen kitapları severim. Bence büyük sanat kitaplarını, sahicileri sahtelerden ayıran hususiyet şudur: Olanı durgun, taş kesilmiş olarak değil, olanı olduğu gibi,
Bob Dylan - One More Cup Of Coffee Nefesin tatlı Gözlerin gökyüzündeki iki mücevher gibi Sırtın düz, saçın pürüzsüz Yattığın yastıkta Ama şefkat sezmiyorum Ne minnettarlık ne sevgi
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.