Amin Maalouf, tüm olanları Amerikalı Benjamin'in ağzından aktarmış ve tarihe damgasını vuran üç önemli şahıs ile 20. yüzyıl başlarında İran'da gerçekleşen modernleşme çabalarını bu romanında harmanlamıştır.
Semerkant'ta başlayıp Titanic gemisinin batmasıyla son bulan, başlangıç ve sonu arasında nerdeyse bin yıl olan bir roman
İnsanlık gemisinin, bir zamanlar Titanic'in başına geldiği gibi,tehlikeden bihaber ve yok edilemezliğine inanmış bir halde mahvoluşa doğru seyretmesi,sonra da gecenin içinde orkestra 'Sana daha yakın olmak için Tanrım'ı' çalar ve şampanya su gibi akarken,sonunu getirecek buzdağına çarpıp batması çok üzücü olur.
İnsanlık gemisinin,bir zamanlar Titanic ‘in başına geldiği gibi,tehlikeden bihaber ve yok edilmezliğine inanmış bir halde mahvoluşa doğru seyretmesi sonra da gecenin içinde orkestra Sana daha yakın olmak için Tanrım’ı çalar ve şampanya su gibi akarken,sonunu getirecek buzdağına çarpıp batması üzücü olur.
0 zaman hepimiz:
Yarın daha iyi olacak, yarın değilse bile öbürgün, diye düşünüyorduk.
Neyse— belki de kesinlikle iyi olmayacak,
ama değişecek, çok değişik olacaktı mutlaka. Her şey değişecek.
Müthiş bir duygu. Anımsıyorum.