Yûsuf, dedi Züleyha, sana, gel kaderim ol, demem. O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş, denizdeki su kadar kadersin bana. Bak alnına, iki kaşının ortasına. Orada benim mührüm var. Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım.
Koşsam dedi Yûsuf'a, hiç olmazsa.
Başaramadı. Başaramadığının nedenini de bir türlü bulamadı. Neydi kendisini tutan? Korku? İyi ama dedi aşkım korkumdan büyük değil mi?
Değildi. Züleyha henüz korkusu aşkından büyük olan bir öyküydü.