Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüzdeki toplama kampları, avm'ler olabilir mi sorusunu yönelttim kendime bu akşam. İnsanların düşünmelerine, hissetmelerine, insanî ilişki geliştirmelerine engel öyle çok şeyi barındırıyor ki gitgide sayıları artan bu ölümcül binalar; mekanik yaşamların toplandığı ve yaygınlaştırıldığı, düşünen ve hisseden insan hayatının yavaş yavaş sonlandırıldığı yerler listesinde başı çekiyor sanırım avm'ler... İşin ürkütücü yanı, kurtarıcı olarak ne Britanyalı Schindler'i ne de ümit taşıtı olacak son bir treni var günümüz insanının...
20. yüzyıl felsefesini anlamak neden zor?
On sekizinci yüzyıldaki Aydınlanma (1) ve on dokuzuncu yüzyıldaki Karşı-Aydınlanma hareketlerinin (2) ardından, yirminci yüzyıl felsefesi; politik, sosyal ve ekonomik gelişmelerin de etkisi ile bambaşka bir zeminde ortaya çıktı. On dokuzuncu yüzyılın sonuna doğan filozoflar, örneğin Ludwig Wittgenstein (1889) ya da Martin Heidegger (1889) gibi,
Reklam
1969 Dergisi, Çeviri ve alıntı: Philippe Billé. Albert Caraco hakkında
''Eğer evren alevli fırınlar, toplama kampları ve insanlarla dolu olsaydı, gerçekten memnun olurdum.'' s. 118 Okuru gömmek: Dudak büzerek okunan bir düşünür değildir. Her şeyin yitimini isteyen, yüzüne bile bakılmayacak Albert Caraco arkadaş tavsiyesi üzerine okunuyor. Geleceğe, ilerlemeye, bilimcilik oynayan; ve mevki/yetkinlik naraları ile sızlanan okurların en son okunması gereken yegane şahsiyetttir. İdrak içerisinde bir ömrü hiçe saymış ve gelecek nedir bilmeyen zihinlerin sözleri yıkıcı bulunup pek sevilir. Gelecek himayesi ile tecessüm etmekte olanlar; bu ve buna benzer kitapları okurken (Janus head) hemen akıllara gelmelidir. Diğer adıyla her şeye açık olma bayağı bir ikiyüzlü iki başlılığı gerektirir. Arkadaş tavsiyesi üzerine okunan kitaplar arasında bu gibi eserleri gördükçe büyük buhranın mide bulandırıcı yönü hemen vuku buluyor. Onaylanmak ve kendini pazarlayan yosma bireysellikten, iğrenen bir düşünürün sosyalliği böcek olarak tanımlayan kitabının, bu gibi ortamlar aracılığıyla tavsiye edilmesi üzerine okunması da gülünç dahi değildir. Devamlı çelişki hali içerisinde hazır ve sonun gelmesini ve ölümün yok oluşun düşselliği ile sızlananların kitabıdır. ''Eğitimli okuyucu, beni okurken, dört sesle bir fügatı dinlediğini biliyor.'' s. 134
I ve II. Dünya Savaşı Temalı Okuma Etkinliği - World War I-II
~~!!!!....ETKİNLİĞİMİZ BAŞLAMIŞTIR....!!!!~~ Merhabalar değerli 1k okurları, “I ve II. Dünya Savaşı” Temalı Etkinliğimize hoş geldiniz. "Etkinliğimiz SÜRESİZ olacaktır." “Etkinliğe katılmak isteyenlerin yoruma katılım isteklerini yazmaları yeterlidir.” Almanya Cephesi: İşsizlik Orduları Başkumandanı Mareşal
İnsanlık neredeyse 4 asırdır “ilerleme” adını verdiği müthiş bir gerileme içinde. Tarihteki en kanlı savaşlar, sömürüler, soykırımlar, toplama kampları, atom bombaları, kimyasal ve biyolojik silahlar hep Batı’nın “ilerlemesiyle” yayıldı dünyaya. En korkunç barbarlıkları yapanlar hep “uygar” ülkeler. Her şeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen bu insanlar nereden çıktı? Yoksa kelimelerimizi mi kaybettik?
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Reklam
1930'larda Avrupa bir karanlık içindeyken, Almanya'da toplama kampları varken, Atatürk Türkiye'sinde demokrasiye hazırlık çalışmaları vardı. - Prof. Dr. Klaus Liebe HARKOV (Bremen Üniversitesi)
Geri13
59 öğeden 46 ile 59 arasındakiler gösteriliyor.