Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimsesizlik okyanusunda ayrıcalıklıların adaları yükseliyor. Güçlülerin yalnızca güçlülerle karşılaştıkları ve bir an bile güçlü olduklarını unutmadıkları lüks toplama kampları bunlar.
Sayfa 19
Titocu Yugoslavya'da, bildiğimiz gibi, Tito-Rankoviç kliği devrimcilere saldırdı. Çürümüş kapitalist rejimin temellerini atmak ve yükseltmek için 20 yıl boyunca Yugoslavya halklarını ve kardeşimiz Kosova halkını kan ve ateş içinde bırakan UDB'nin (gizli polis teşkilatı) cinayetleri, işkenceleri, korkunç toplama kampları insanı dehşetle titretiyor. Fakat sonuçta ne oldu? Yugoslav halkının isyancı ruhu boğuldu mu? Hayır. Tito ve adamları Yugoslavya'yı Amerikan, İngiliz ve uluslararası sermayeye sattılar. Şehirde ve köyde sömürücü yeni kapitalist sınıfını beslediler. Halktan çalınmış zenginliklere bekçilik etmesi ve halkı ezmesi ve halkı kan ve ateşe boğması için faşist bir diktatörlük kurdular. Titocu kliğin bir çeşit "kendi kendini idare"den bahsetmesi boşunadır. Halk neyi "idare edebilir" ki; yabancı sermayenin ve yeni kapitalistlerin elindeki fabrikaların, kulakların (zengin köylüler) hakimiyetindeki tarlaları mı?
Reklam
*~●。。。Mutfakta patates soyan bir adam vardı. Adam patates soymaktan başka bir şey yapmıyordu ve kolunda bir numara vardı. Orada olduğunu herkes biliyor ama kimse ondan söz etmiyordu. O "yasaklı" bir adamdı. Savaş ve toplama kampları, hakkında konuşulamayacak kadar yakın bir zamanda cereyan etmişti. Adam etrafında karmaşık duygular uyandırıyordu: Huşu, saygı ve hatta korku. Bu korku, böyle bir dehşetten sağ kurtulmuş bir adamın deliye dönmüş olma ihtimalinden kaynaklanıyordu.
Sayfa 95 - Everest Yayınları Çeviren Özlem Sevim GayretliKitabı okuyor
Toplama kampları
On beş bin esir, en fazla iki yüz kişi için inşa edilen bir barakaya tıkıştırılmıştı. Üşümüştük ve açtık; uzanmak bir yana, barakada herkesin çömelmesene yetecek kadar yer bile yoktu. Dört gün boyunca verilen tek yiyecek yüz, yüz elli gramlık bir ekmek parçasıydı (...)
Sayfa 24 - 1.Kısım:Toplama kampı deneyimleri
“Ülkeler arası savaş, yapılan her şeye meşrutiyet kazandırır mı? Diyelim ki, o zamanlar bir Yahudi devleti vardı, antisemitist güce karşı savaştı. Toplama kampları bize daha az affedilmez mi gelecekti o zaman? Üzerinde en çok çatıştığımız konuyu, Filistin’i ele alalım. O topraklarda çocukların ve sivillerin öldürülmesinin, Filistin devletinin tanınmasından önce de kınanması gerekmez miydi?”
1917 devriminin yaşayan bir hatırlatıcısı olarak Lev Troçki, her türden hükümetin nefret ettiği her şeyi temsil ediyordu. Stalin tarafından Türkiye'ye sürülmüş; Radikal hükümetçe Fransa'dan, sosyal demokrat bir hükümetçe Norveç'ten kovulmuştu. Kızı, Nazilerin iktidara gelmesinden önceki son haftalarda intihar etmek zorunda kalmıştı. Bir oğlu gulagda ölmüş, bir diğeri Stalin'in bir ajanı tarafından Paris'te zehirlenmişti. Troçkinin kendisi de 1940 yılında Meksika'da Stalin'in bir ajanı tarafından katledilecekti. Onun gözünde, Nazizm ile Stalinizm arasındaki 'simetri çok açıktı: monolotik yönetici parti, göstermelik mahkemeler, gizli polis, geniş toplama kampları ve bağımsız düşünceye ve bağımsız sanatsal ifadeye alan tanınmayışı.
Sayfa 490Kitabı okudu
Reklam
SS ve uzantıları
Esasen Hitler'in şahsi muhafızı olarak kurulan Schutzstaffel (SS) Nazi devleti ve silahlı kuvvetlerinin en mühim unsurlarından biri hâline geldi. Allgemeine SS (Umumi SS) Nazilerin ırksal ve siyasal politikalarını dehşetle uygulayan paramiliter bir polis teşkilatıydı. Waffen SS (Silahlı SS) tüm büyük cephelerde çarpışan, savaş sonu itibarıyla zırhlı birlikler dahil otuz tümenden fazla asker sağlamıştı. SS Nazilerin köle işçilerin istismarına dayanan kayda değer bir ticarî teşebbüse evrilen toplama ve ölüm kampları sistemini de idare etti. SS'in 1945 itibarıyla bir milyon civarı personeli vardı. Lideri partinin 1923'ten beri üyesi olan Heinrich Himmler'di. Himmler hususiyetle ırksal ideolojiye bağlıydı. Hollandalı, Flaman ve İskandinav gönüllüleri SS'e katılmaya teşvik ediyordu, zira Himmler'e göre onlar münasip "Ari" cinsindendi. SS ayrıca başvurduğu önlemlerden biri Almanya'da yetiştirilmek üzere Slav ülkelerden "Aryan görünümlü" çocukları kaçırmak olan Lebensborn programını yönetiyordu.
Sayfa 160 - Kronik KitapKitabı okuyor
Çağımızın hemen hemen bütün kitle hareketleri,başlangıç aşamalarında aileye karşı düşmanca tavır takınmışlar ve aile birliğini gözden düşürmek, zayıflatmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bunu yapmak için aile reislerinin otoritesini küçümsemişler, boşanmayı kolaylaştırmışlar,çocukların beslenme- eğitim ve eğlenme işlerinin sorumluluğunu üzerlerine almışlar ve gayrı meşru ilişkileri teşvik etmişlerdir. Kalabalık konutlar, sürgün,toplama kampları ve yıldırma hareketleri de ailenin zayıflaması ve yıkılmasına yardım etmiştir.
Auschwitz den kurtulan bir kadının "İnsanların toplama kamplarıyla olan göbek bağı henüz tümüyle kopmamıstır" dediğini aktarıyor.
Sayfa 262
Toplama kampları, mutlak tahakküm amacının deneye tabi tutulduğu laboratuvarlardır. İnsanın doğasını bilenler şunu da biliyor: Bu hedefe, ancak insan yapımı cehennemlerin uç koşullarında ulaşılabilir.
Reklam
Kitle Hareketleri-Hristiyanlık-Aile
Yükselen kitle hareketlerinin aileye yönelik tutumları hayli ilgi çekicidir. Çağımızın hemen hemen bütün kitle hareketleri, başlangıç aşamalarında, aileye karşı düşmanca tavır takınmışlar ve onu gözden düşürüp zayıflatmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bunu yapmak için ebeveynlerin otoritesini baltalamışlar, boşanmayı kolaylaştırmışalar,
Saltık özdekçilik olmadığı gibi, saltık olarak yoksayıcı düşünce de yoktur, varsa da yalnızca intihar da vardır. İnsanın yok edilmesi yine insanı kesinler. Yıldırı, toplama kampları, insanın yalnızlıktan sıyrılmak için başvurduğu en aşırı yollardır. Adsız kişilerin mezarlığında da olsa, birlik susuzluğu dindirilmelidir. İnsanları öldürüyorlarsa,
FAŞİZM - NAZİSİZM - KOMÜNİZM
Gerçekten her üç rejim de liberal demokrasinin karşı kuramını oluşturuyordu. Başlıca özellikleri şunlardı: - Şefin tanrısallaştırılması, - Tek parti tarafından denetlenen devlet, - Korku ortamı ve toplumun topyekûn parti-devlet tarafından denetlenmesi, - Muhaliflere karşı zulüm ve toplama kampları. Bireyi doğumundan ölümüne kadar tüm alanlarda kuşatma arzusu ile hareket eden bu rejimler, özgürlük kavramı ile bağdaşmıyorlardı.
Sayfa 407Kitabı okudu
Toplama kampları
Toplama kamplarında bugün sırf bir köyden bir köye izinsiz cenaze yıkamaya gittiği için tutulan insanlar var. Suç belgelerinde tam olarak böyle yazıyor. Doğu Türkistan'da yüz tanıma sisteminden yapay zeka yoluyla insanın davranışlarını tespit etmeye kadar birçok dijital gözlem yöntemi kullanılıyor. George Orwel'ın 1984 romanında tasvir ettiği distopik kontrol aslında Doğu Türkistan'da şuan uygulanıyor.
Yazla birlikte, Almanlar bozguna uğradı. Her yerde. Tüm Avrupa'ya yayılmıştı bozgun. Yaz ölüleriyle, hayatta kalanlarıyla, Alman Toplama Kampları'ndan yansıyan akıl almaz acıyla birlikte geldi.
409 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.