Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arşivimden Belgesel Tavsiyeleri;
Merhaba Sevgili 1k okurları, sizler için özenle hazırlamış olduğum belgesel listesini paylaşıyorum. Tavsiye ettiğim belgesellerin hepsi izlenmiş ve kaliteleri onaylanmıştır. :) İlk liste son 2 ay içerisinde izlemiş olduğum belgeselleri, İkinci liste ise geçmişten günümüze kadar izleyip, beğendiğim belgeselleri kapsıyor. Belgeselleri
I ve II. Dünya Savaşı Temalı Okuma Etkinliği - World War I-II
~~!!!!....ETKİNLİĞİMİZ BAŞLAMIŞTIR....!!!!~~ Merhabalar değerli 1k okurları, “I ve II. Dünya Savaşı” Temalı Etkinliğimize hoş geldiniz. "Etkinliğimiz SÜRESİZ olacaktır." “Etkinliğe katılmak isteyenlerin yoruma katılım isteklerini yazmaları yeterlidir.” Almanya Cephesi: İşsizlik Orduları Başkumandanı Mareşal
Reklam
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Adolf Hitler 1933 yılında %53 le seçimi ikinci turda kazandı. İlk işi diğer partileri meclisten şutlamak oldu. Siyasetinin temel taşı din, mihenk taşı milliyetçilik idi. Tek başına çıkardığı yasalarla 1934 yılında referandumla Cumhurbaşkanı oldu. 30 Haziran'ı 1 Temmuz'a bağlayan gece, 85 i subay olmak üzere toplam 288 askeri katletti ve orduyu ele geçirdi. İşsizliği, büyük otobanlar inşaa ederek bitirdiğini savundu. Kömür dağıtarak muhtemel isyanları engelledi. Saldırgan dış politikası nedeniyle Alman halkının milliyetçilik duygularını keskinleştirdi. Balkon konuşmalarından hiç vazgeçmedi. Muhalif olan herkesi ya öldürdü ya da hapsetti. Yaşanan hiper enflasyona rağmen hayatı boyunca hep istikrardan bahsetmiştir. Adalet sistemini ele geçirmesi biraz uzun sürsede başarmıştır. 5 yılın sonunda Goebbels'in dışında tüm yoldaşlarıyla arası açıldı. Toplama kampları kurarak bin yılın en büyük soykırımlarından ikincisini gerçekleştirdi. 6 milyon insanı işkence yaparak öldürdü. Bu olaylar sırasında komünistler ve sosyal demokratlar tarafından aşağılamak için "Nazi" ismi verildi. Herhangi bir savaş kararı olmaksızın Polonya ve Sovyetler Birliği'ne saldırarak 2. Dünya savaşını başlattı. Önce destek veren diğer Avrupa ülkeleri teker teker savaştan ayrıldılar. Savaşı, Sovyetlerin Almanya'ya girmesiyle kaybetti. Hep gözönünde tuttuğu eşi Eva Braun'la intihar etmeye karar verdiler. Siyanür kapsülü çiğneyip, silahla kafasına ateş etti. Cesedi önce gömüldü, sonra KGB tarafından çıkarılıp yakıldı. Kendini dünya lideri ilan etmişti ama şimdi tüm dünya arkasından lanet okuyor...
“Auschwitz’den sonra şiir yazmak barbarcadır.”
iletinin başlığı:
Theodor W. Adorno
Theodor W. Adorno
'nun holokost için söylediği bir söz....! ●Filmin adı: The Boy İn The Striped Pyjamas
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı Çocuk
, II. Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında bir Alman askerinin 8 yaşındaki çocuğu ile toplama kampı Auschwitz'deki bir Yahudi çocuğun arkadaşlığını ele alan filmdir... ●Filmin adı: The Gray Zone (Gri Bölge) İngilizceden çevrilmiştir. Tim Blake Nelson tarafından yazılan ve yönetilen, David Arquette, Steve Buscemi, Harvey Keitel, Mira Sorvino ve Daniel Benzali'nin oynadığı 2001 yapımı bir filmdir... Miklós Nyiszli tarafından yazılan "
Auschwitz
Auschwitz
Bir Doktorun Görgü Tanıklığı" adlı kitabına dayanmaktadır. ☆Not: Konuya dair belgesel izlemek isteyen Frank Capra’nın 1945 yılında Five Came Back belgeselinin Nazi kampları bölümünü izleyebilir... ☆hepsini izledim diyenler için diğer filmler; ●God on Trial (ölümün soluğu) ●Colonia Dignidad (haysiyet kolonisi)
Bizi yargıladığınız bu yerde çok yakında siz yargılanacaksınız!
Her birey bu kader vaktinde elinden geldiğince kendini savunmalı… Ve insanlığın kırbacına, faşizme ve mutlakiyetçi devleti andıran her türlü sisteme karşı mücadele etmelidir. 18 Şubat 1943 sabahı “Beyaz Gül” imzalı el ilanları Münih Üniversitesi’nin bahçesini kaplar. Bildirinin bir bölümünde yukarıda alıntı yaptığım sözler varken; geri kalanında
Reklam
Güç Savaşı
László F. Földényi insanların modern dönemde nasıl oldu da Auschwitz gibi toplama kampları kurduğunu, göz göre göre insanları ölüme sürüklediğini sorguluyor. Bu alışılageldik bir durum değil. Eski dünyada katliamlar olurdu ama bunlar savaş durumlarında gerçekleşir ya da daha küçük çaplı olur ve cahil bir kesim tarafından gerçekleştirilirdi. Modern toplum nasıl bir toplum ki eğitimli olmalarına rağmen kolektif kötülükleri umursamadan yapabiliyorlar? Földényi'nin cevabı modern toplumun kitle toplumu olması. Doğru olsun yanlış olsun yeteri sayıda habere ulaşan ve de insanların arzularını kamçılayıp onları manipüle eden herkes kitlesel kötülüklere sebep olabilir. Birisi aylardır bir şehri bombalar bunu kitleleri arkasına alarak meşru savunma gösterir öteki oturduğu yerden attığı twitle bir gencin haftalarca hücrede tutulmasına sebep olur. Eskiden yalnızdık ve kötüydük, artık birlikteyiz ve daha kötüyüz.
4 yıldır bitmek bilmeyen zulüm #ŞakaDeğilSoykırım TOPLAMA KAMPLARI KAPATILSIN
20. yüzyıl felsefesini anlamak neden zor?
On sekizinci yüzyıldaki Aydınlanma (1) ve on dokuzuncu yüzyıldaki Karşı-Aydınlanma hareketlerinin (2) ardından, yirminci yüzyıl felsefesi; politik, sosyal ve ekonomik gelişmelerin de etkisi ile bambaşka bir zeminde ortaya çıktı. On dokuzuncu yüzyılın sonuna doğan filozoflar, örneğin Ludwig Wittgenstein (1889) ya da Martin Heidegger (1889) gibi,
Alman Derin Devletinin Türkiye Operasyonları
Alman İç İstihbarat Servisi'nin kontrol ve güdümünde Türkiye karşıtı eylemlerini sürdüren PKK, Dev-Sol, TİKKO, Milli Görüş Teşkilatı gibi terör örgütü ve radikal grupların arasında Kaplancılar"ın mümtaz bir yeri vardır. Kendi anayasasında Komünist Partisi'nin kurulmasına olanak tanımayan Alman Devleti, Türkiye'den kaçan tüm komünist terör örgütlerinin militanlarına, sığınmacı statüsü verip maaşa bağlayarak destek vermekte; yine anayasasına göre laikliği temel kural kabul eden bu devlet, Türkiye' deki tarikatların ve mezhepsel yapılanmaların kendi ülkesindeki uzantılarına da adeta kol-kanat germektedir. Bırakınız uzak geçmişi, Hitler döneminin en yüz kızartıcı insan hakları ihlallerinin hatıraları ve müzeye dönüştürülen toplama kampları gibi somut izleri dururken; Türkiye ile ilgili olarak, "Ermeni", "Pontus", "Kürtçülük" gibi çarpıtılmış etnik sorunları bahane ederek insan hakları sorgulamasında bulunabilmektedir.
Reklam
Bu toplama kampları üzerine yazılmış kitap önerisi olan var mı? Ama tarihi kurgu istemiyorum örnek olarak Çizgili Pijamalı Çocuk gibi değil.
Işık Doğu

Işık Doğu

@Binottonefreti
·
11 Nisan 2023 00:40
Kızıl Ordu 27 Ocak'ta,bir milyondan fazla Yahudi ile Nazi terörünün öteki kurbanlarının katledildiği Auschwitz'deki o korkunç,devasa toplama kampı kompleksine rastladı.Almanların geri çekilirken artlarında bıraktıkları bir deri bir kemik 7.000 hasta mahkûm,sinmiş oldukları kompleksin kalıntıları arasından kurtarıldı.
Sayfa 249 - Kronik Kitap Çevirmen Selçuk Uygur 3.BaskıKitabı okudu
Uygur Türklerinin uğradığı sistematik soykırım, toplama kampları, psikolojik ve fiziksel işkence, her şeyden daha beteri mutsuz devamlı ağlayan çocuklar.
BM'ye damga vuran Uygur Türkleri konuşması! 'Dini yaşamak bölücülük değildir' İnsan hakları savunucusu Prof. İlham Tohti’nin kızı Cevher İlham, Birleşmiş Millletler 74. Genel Kurulu Görüşmeleri'nde Doğu Türkistan'daki zulmü anlattı. İnsan hakları savunucusu Prof. İlham Tohti’nin kızı Cevher İlham, BM Genel Kurulu'nda Çin'in Doğu Türkistan'da
1969 Dergisi, Çeviri ve alıntı: Philippe Billé. Albert Caraco hakkında
''Eğer evren alevli fırınlar, toplama kampları ve insanlarla dolu olsaydı, gerçekten memnun olurdum.'' s. 118 Okuru gömmek: Dudak büzerek okunan bir düşünür değildir. Her şeyin yitimini isteyen, yüzüne bile bakılmayacak Albert Caraco arkadaş tavsiyesi üzerine okunuyor. Geleceğe, ilerlemeye, bilimcilik oynayan; ve mevki/yetkinlik naraları ile sızlanan okurların en son okunması gereken yegane şahsiyetttir. İdrak içerisinde bir ömrü hiçe saymış ve gelecek nedir bilmeyen zihinlerin sözleri yıkıcı bulunup pek sevilir. Gelecek himayesi ile tecessüm etmekte olanlar; bu ve buna benzer kitapları okurken (Janus head) hemen akıllara gelmelidir. Diğer adıyla her şeye açık olma bayağı bir ikiyüzlü iki başlılığı gerektirir. Arkadaş tavsiyesi üzerine okunan kitaplar arasında bu gibi eserleri gördükçe büyük buhranın mide bulandırıcı yönü hemen vuku buluyor. Onaylanmak ve kendini pazarlayan yosma bireysellikten, iğrenen bir düşünürün sosyalliği böcek olarak tanımlayan kitabının, bu gibi ortamlar aracılığıyla tavsiye edilmesi üzerine okunması da gülünç dahi değildir. Devamlı çelişki hali içerisinde hazır ve sonun gelmesini ve ölümün yok oluşun düşselliği ile sızlananların kitabıdır. ''Eğitimli okuyucu, beni okurken, dört sesle bir fügatı dinlediğini biliyor.'' s. 134
1930'larda Avrupa bir karanlık içindeyken, Almanya'da toplama kampları varken, Atatürk Türkiye'sinde demokrasiye hazırlık çalışmaları vardı. - Prof. Dr. Klaus Liebe HARKOV (Bremen Üniversitesi)
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.