Bir çok sosyal mecrada karşılaştığım bir kitap olmuştu, çok değerli bir kişinin hediye etmesi üzerine bende okuma fırsatı bulabildiğim için şanslıyım. Kitabı okudukça neden bu denli ilgi gördüğünü anlamak kolay oldu, ilk sayfalarından itibaren kendini sevdiriyor, adeta kitap sizi içine çekiyor. Bir çok yazar gibi Bonnıe Garmus'da kitabın sonuna bir teşekkür metni hazırlamış size şu kadarını söyleyeyim en az kitap kadar eğlenceli, bu sözümden kitap sadece eğlence olarak algılamayın yazar çok eğlenceli yaşananlar ise çok acı. Keyifli okumalar.
Kitap yorumuma bir alıntı ile başlayayım; ''Bir sürü muhteşem zihin, toplumsal cinsiyet ve ırk gibi cahilce önyargılar yüzünden bilimsel araştırmalardan uzak kalıyor.'' Yazar 1960'lı yıllardan bahsediyor, fakat ne yazıktır ki bu alıntıyı okuyunca gözümüzün önünde günümüz canlanıyor. Sırf kadın diye bir insanın hayatı bu kadar zor olmamalı. Zorluklarla mücadele eden Elizabeth Zott sırf toplumsal cinsiyet sorunu yüzünden hayatta hep yarım kalıyor, tam bir şeyleri yoluna koydum derken pusuda bekleyen bir başka sıkıntı gün yüzüne çıkıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen yemek programı ile kimya dersi veriyor aslında haftada beş gün, otuzar dakikalık bir hayat dersi. Kim olduğumuza, nelerden oluştuğumuza değil, daya ziyade neye dönüşebileceğimize dair bir ders. Okul yıllarında kimya sevmeyenler bile eminim bu kitabı sevecektir.