Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tomris Uyar’ı biraz magazinsel olacak ama öykülerinden, çevirilerinden önce; şiire ilgi duymaya başladığım zamanlarda aşkı anlatımına hayran kaldığım, bütünleştiğim, hayalimdeki romantik adam tanımına uyan, şiiri sevmeme neden olan Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever gibi sevdiğim şairlerin hayatını araştırırken sürekli karşıma çıkmasıyla
Celalettin GÜNGÖR
"13. ve 14. yüzyıllarda orta çağ toplumu, papalık monarşisinin - hala büyük güç sahibiydi - altını oyan bir değişime uğramıştı. Belki en köklü kültürel değişim, okuryazarlığın yaygınlaşmasıydı. Papalığın desteğindeki üniversiteler, aydınların yetiştiği yerlerdi. Bunlar, yeteneklerini sıklıkla işverenleri olan laik hükümdarlar çıkarına kullanırlardı. 11. yüzyılın başlangıcında, soyut düşüncelerle uğraşabilen tek eğitimli zümre, ruhbanın seçkinleriydi. Fakat kilise, karmaşıklığı artan toplumda, eğitimdeki tekelini gittikçe kaybetmişti; aydınları da artık dünyayı açıklamak için yeteneklerine gerek duyulan tek topluluk değildi. 1300 yılına gelindiğinde, avukatlar, noterler, yargıçlar ve diğerleri, kilisenin hak iddiaları karşısında, kendilerinin ve işverenlerinin çıkarlarını savunabilecek kadar güçlü, toplumsal statülerinden de gurur duyan meslek sahipleriydi. Toplumun orta katlarından sayılan, gerek dini canlanmanın gerek iş ve hükümet gereklerinin sürüklediği tüccarlar, kentliler ve bürokratlar arasındaki artan okuryazarlık, papalığı da kapsayacak şekilde kilisenin ahlaki kusurlarını, parasal doyumsuzluğunu ve siyasi hırslarını fark edip eleştirebilecek insanları yaratmıştı. Bunlar, sayıları sınırlı da olsa, yalnızca kilise ve papalığa sıradan bir karşıtlık içinde değil, aynı zamanda İncil’in idealleri ile günün kilise gerçekliği arasındaki kışkırtıcı aralığın da bilincine varmışlardı." Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XV, Y. 2011, Sa. 4
Reklam
Niteliklere yabancılaşan, koşullara göre değişen tercihlerin, koşullara göre değişen değerlerin/ilkelerin dünyasında yaşıyoruz, yaşayabiliyoruz. İlkesizliklerimiz, ölçüsüzlüklerimiz algılarımızı çürütüyor. Maddi hayatlarımızı, bürokratik hayatlarımızı, politik hayatlarımızı büyük ahlaki kayıplar pahasına sürdürebiliyoruz. İslami anlamda, toplumsal değişim talep etme hakkı gibi bir “hak”tan hiç mi, hiç söz etmiyoruz. Her şeyi pragmatik olanın tiranlığı belirliyor. atasoy müftüoğlu
Havuz Problemi
Hepimiz boğuştuk o sularla. Kimimiz ilk şoku kolay atlattı, kimimiz daha derin çelişkiler yaşadı. Havuzu dolduran ve boşaltan musluklardan bahsetmiyorum. Suya atlama anındaki kısa tedirginlikten bahsediyorum. “Ya soğuksa, ya yüzeye çıkamazsam, atlasam mı, gidip üstümü giysem mi?” Suya atlayıp atlama arasındaki yüksek gerilim hattı, gerilimini ya
"Eğer bir toplumda, toplumsal değişim için koşullar olgunlaşmışsa, ama bu toplumsal değişimi gerçekleştirecek bir güç yoksa, o toplum için için çürümeye başlar." Lenin
13. HİKAYE TAMAMLAMA ETKİNLİĞİ - HİKAYEMİZİN TAMAMI part-1
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
401 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.