Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
572 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Yaşar Kemal'i anlamak için bütün insanlığı kötülüğe karşı direnmeye çağıran çığlığını duymak gerekiyor. "Demirciler Çarşısı Cinayeti" Anadolu'daki kirli toprak ağalığı düzenin nasıl kurulduğunu ve korunduğunu anlatıyor. Düzenle hesaplaşmanın ne kadar yıkıcı olduğunu gösteriyor. İki derebeyinin özelinde kinin, intikamın, nefretin doğa ve toplum üzerinde meydana getirdiği fırtınalı felaketleri anlatıyor. "O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. " sözüyle başlayan kitap aynı cümleyle son buluyor. Feodalitenin acımasız çarkları tarafından ezilip yok edilmiş binlerce onurlu, cesur ve bilge insan için söylenmiş bu cümle aynı zamanda okurları da bütün kötülüklere karşı insanca ve onurlu bir direnişe çağırıyor! Yaşar Kemal'in hepimiz için yükselttiği sesini duymanız dileğiyle, herkese keyifli okumalar!
Demirciler Çarşısı Cinayeti
Demirciler Çarşısı CinayetiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20192,484 okunma
Osmanlı Reformları Sömürüyü Artırmıştır Osmanlı çağının son dönemindeki yenileşme hareketlerine, reformlara bakacak olursak, bunlar, üretim ilişkilerini halk yararına yeniden düzenleyen devrimler değildi. Tersine, o dönemde yapılan reformların hemen hepsi, halkın ezilmesini, yoksullaşmasını, topraksızlaşmasını artırıcı, iç ve dış sömürüyü yoğunlaştırıcı nitelikte reformlardı. Osmanlı Devleti'nin son dönemindeki bu reformlarla, bu yenilik hareketleriyledir ki, Türkiye'de toprak ağalığı ve aracılık güçlenmiştir. İşadamlığı yapan azınlıkların gücü artmıştır ve yabancıların Türkiye'deki sömürü olanakları genişlemiştir.
Reklam
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
İnönü'ye rahmet okuyanlara gelsin...
Köy Enstitüleri yok edildiler efendim, yok... Bunun çeşitli sebepleri vardı. Ama gösterilen sebepler şöyleydi: Kızlarla oğlanlar seks yapıyorlarmış, kızlar fahişe olmuşlar, buralar fesat yuvalarıymış, komünistlik almış yürümüş vs. vs... Tabii gerçek sebepler başkaydı. Reşat Şemsettin Sirer faşist düşüncelere sahipti, Hitler ve Mussolini yanlısıydı. Bunların çoğunluğu toprak ağalığı veya şeyh soyundan gelmeydiler. Toprakları ellerinden gidecek diye korkuyorlardı. Öte yandan bu eğitim nedeniyle kadın-erkek eşitsizliğinin bozulacağını düşünüyorlardı. Çünkü köylerde kadın yarı köledir, onların eğitilmeleri, uyanmaları istenmiyordu. Ben hâlâ şuna inanıyorum ki, Köy Enstitüleri kapatılmamış olsalardı, memlekette okumamış, aydınlanmamış tek insan kalmayacaktı. Maalesef onların yerini imam hatip okulları aldı ve bugüne geldik. Başka ne denir?
Sonuç olarak Türkiye, toprak ağalığı ve Kürt sorununu köklü çözüme kavuşturamadan, 1945 sonrasında ABD denetimi altına girmiştir. Emperyalizme bağımlılığın ve ortaçağın biriken faturası, ABD'nin Irak'ı işgalinden ve Suriye'de iç savaş çıkartmasından sonra, bölünme tehdidi olarak önümüze gelmiş bulunuyor. Kürt sorununun küreselleşmesiyle birlikte, sorun artık Amerikan sorunu niteliğini kazandı. Buna bağlı olarak, çözüm hem yakıcı hale geldi hem de Batı Asya ölçeğinde bir genişlik kazandı. ABD'nin Barzani aracılığıyla Irak'ın kuzeyinde Kürdistan, daha doğrusu İkinci İsrail kurma girişimi, Batı Asya ülkelerinin dayanışması ve Irak Ordusunun silahlı girişimiyle Kerkük'te bozguna uğratıldı. Şimdi bu model, Türk Ordusunun 24 Temmuz 2016'da başlayan Fırat Kalkanı ve 19 Ocak 2018 günü başlayan Zeytin Dalı harekâtlarıyla Suriye'nin kuzeyinde de geçerlik kazanmıştır. ABD'nin beslediği, silahlandırdığı ve eğitttiği bölücülük ancak silahla bastırılabilir.
Toprak nerede onun sahibi sayılana servet sağlıyorsa, nerede servet elde toprak tutma için, ya da toprak fethetmek için savaş yapmada kullanılıyorsa orada bir toprak beyliği veya ağalığı vardır.
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Konusu: Tanıtım bülteninden; Yirminci yüzyıl başında yalnızca Romanya’nın değil, bütün Balkanların, hatta Türkiye’nin de yaşadığı bir sosyal çelişkinin anlatısıdır. Bir yanda serpilen modern ekonomi ve kurumlar ile nüfusun büyük bölümünün, kır yoksullarının payına düşen sefalet arasındaki tezattır bu. Ağır yaşam koşulları, modern devletle iç içe geçmiş ortaçağ kalıntısı toprak ağalığı ve tabii isyan, kozasını kırıp çıkmak isteyen bir yoksul gencin coğrafyayla mücadelesine eşlik eder. İnceleme: Bir çocuğun gözünden anlatılan yoksulluk, adaletsizlik, coğrafya, bir köylü isyanı. Dönem güzel bir şekilde anlatılmış, yazar da yaşamından kesitler eklemiş. Kitapta küçük bir kısmında olsa da Türkler için zalim tabiri kullanılması beni rahatsız etti. Türkler hiçbir zaman hiçbir halka zalimlik yapmadı, yapmaz. Bu şekilde okuyunca ben rahatsız oluyorum. Herkesin kendi görüşü tabii ki. Neyse. Kitabı sizlere de tavsiye ediyorum ve keyifli okumalar diliyorum.
Baragan’ın Dikenleri
Baragan’ın DikenleriPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,495 okunma
Kürt kökenli yurttaşlarımızı, bağımsız ve demokratik Türkiye'yi elbirliğiyle kurmaya; eşitlik, özgürlük, esenlik, barış ve huzur içinde hep beraber kardeşçe yaşamaya çağırıyoruz. Enerjimizi, cesaretimizi, yeteneklerimizi ve gençliğimizi kin, düşmanlık ve bölünme yolunda harcamak; pişmanlıktan başka bir şey getirmez.
Sayfa 213Kitabı okudu
Türkiye'de "biz ve onlar" ayrımı kabul edilemez. Türk ve Kürt birbiri için başkası değildir. Türk de biziz, Kürt de biziz; hepimiz Türk milletiyiz. Atatürk'ün 1930 yılında Medeni Bilgiler kitabında tanımladığı üzere, Türkiye Cumhuriyetini devrimle kuran Türkiye halkı Türk milletini oluşturmaktadır.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Hocam...
Köylüyü memleketin efendisi yapacak toprak devrimi, 1938 yılının 10 Kasım günü önderini kaybetti.
Sayfa 205Kitabı okudu
Parmaklarda 50 milyarlık yüzükler, ama bilinçlerde bir ışık, bir parıltı yok.
Sayfa 198Kitabı okudu
203 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.