... dinde devrim olmaz, reform olur. Çünkü din bir kere elden giderse bir daha geri gelmez diye korkulur. Bir de toprakta reform olur, toprak reformu olur. Çünkü toprak da bir kere elden giderse bir daha geri gelmez diye korkulur.
Köy Enstitülerinin 80. Kuruluş yıldönümü kutlu olsun...
Köy Enstitüleri’nin 80. Yıldönümünde bu yıl Koronavirüs pandemisini yaşıyoruz… Köy Enstitüleri, Cumhuriyetimizin en büyük eğitim atılımıdır. Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de çok derinden etkileyen bu büyük salgını bilimsel yöntemlerle anlamak ve salgına karşı mücadele etmek yerine, salgının insanlarımıza tam olarak anlatılamadığı, bilimsel
Reklam
Ona rağmen, halk, bu gibi devrimlere karşı çıkmamıştır. Hiç değilse, kendiliğinden karşı çıkmamıştır. Ancak, zaman zaman, ba­zı fırsatçılar demişlerdir ki halka, "Senin hala süregelen yoksullu­ğu, aydınların, yöneticilerin, fes yerine şapka giymesindendir, gi­yim-kuşam değiştirmesindendir ... Ahlak bozukluğu, kadının kafes ardından, peçe
Bugün, devrimciler arasında, devrimci olduklarını ve halk yara­rına yeni devrimler istediklerini söyleyenler arasında, az sayıda da olsa, gerçek demokrasinin tek partili rejim olduğunu söyleyenler var. Atatürk dönemindeki tek partili yönetimi gerçek demokrasi sayanlar, halkçı devrimlerin, altyapı devrimlerinin ancak öyle bir yönetimde, öyle bir "demokrasi"de yapılabileceğini ileri sürenler, yazanlar, bu düşünceyi yaymak için dergiler çıkaranlar var. Oysa, tek parti dönemi, yeni atılımlar, yeni devrimler yapabil­me gücünü yitirmiş bir dönem olarak kapanmış, geride kalmıştır. O dönemde, güçlülerin en güçlüsü sayılan Atatürk vardı baş­ta ... Devletin ve tek partinin başında ... Bugün yeniden tek partili döneme dönülecek olsa, herhalde Atatürk'ten daha güçlü bir ön­der bulunamaz. O dönemde bile, Atatürk kadar güçlü bir önderin geniş yetkilerle başta bulunduğu bir dönemde bile başarılamayan bazı devrimler, şimdi öyle bir rejimle, Atatürk'süz nasıl başarıla­caktır? .. O dönemde, Atatürk, iki kez, Meclis kürsüsünden, toprak re­formu istemiştir; ama toprak reformuna girişme olanağını bula­mamıştır. Türkiye'de toprak reformu henüz gerçekleşmemiş olsa bile, gerçekleşebileceği evreye, uğrunda köylülerin mücadele açabilece­ği bir evreye, ancak, çok partili demokratik rejime geçildikten yir­mi-otuz yıl sonra girilebilmiştir
Atatürk'ün ileri bir toprak reformu isteğini belirten, Meclis tuta­naklarına geçmiş bu açık sözlerine rağmen, "Toprak reformu yap­mayız" diyenler, "Toprak reformu mülkiyet düşmanlığıdır, komü­nistliktir" diyenler, yani bilerek veya bilmeyerek, Atatürk'ü de ko­münistlikle suçlamaya cüret edenler, Atatürkçü geçinebilmektedirler. Oysa, adaletli olmayan bir toprak düzeninde, Atatürk'ün özle­diği çağdaşlaşmanın gerçekleşemeyeceği, Atatürk'ün sağlığında yapılmış devrimlerden bile birçoğunun kökleşemeyeceği artık ke­sin olarak ortaya çıkmıştır.
Özellikle o bölgeler için toprak düzeninde, gelir düzeninde, vergi ve kredi düzeninde, bazı devrimler gereklidir. Bunlar Ata­türk devrimlerine yabancı devrimler olmayacaktır. Bunlar, Ata­türk devrimlerinin gereği olan, Atatürk devrimlerine gerçeklik ka­zandırıcı devrimler olacaktır. Doğu'da, Güneydoğu'da, milyonlarca insanın kaderini birkaç büyük toprak sahibine bağlayan toprak düzeni değişmedikçe, bu değişimi sağlayıcı bir devrim ol­madıkça, 1938'den önce yapılmış bazı devrimler o bölgede ger­çeklik kazanamayacaktır. Atatürk'ün İstediği Toprak Reformu Atatürk de bunu görmüştü ve 1936 ile 193 7'de Millet Mecli­si'ni açış konuşmalarında, toprak reformunun gerekliliğini belirt­mişti. Örneğin, 1 Kasım 1936'da, Atatürk şöyle diyordu: Toprak Kanunu'nun bir neticeye varmasını Kamutay'ın yüksek himmetin­den beklerim. Her Türk çiftçi ailesinin, geçineceği ve çalışacağı toprağa ma­lik olması behemehal lazımdır. 1 Kasım 193 7'de de Atatürk, bu konuda şöyle konuşuyordu: Memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olan ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir sebep ve suretle, bölüne­mez bir mahiyet almasıdır. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliğini, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus kesafetine ve toprak verim derecesine göre sınırlamak lazımdır ... Köyde ve yakın köyler­de, müşterek harman makineleri kullandırmak, köylülerin ayrılamayacağı bir adet haline getirilmelidir
Reklam
573 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.