Bu tarla kuşu, gittikçe aydınlanan Gökyüzünde yükseldi, yükseldi ve tâ yükseklerde küçük, gri bir top gibi asılı kaldı. Tıpkı bir insan yüreği gibi, bulunduğu yerde durmadan kımıldıyor, çırpıyor..
Yemek yerken ya yanımızda birileri ya da kafamızda bir şeyler vardır. Bu yüzden insan asla yalnız değildir. İnsan hiçbir yerde, hiçbir zaman yalnız değildir. Düşünceleri onu hep kalabalıklara karar. Yemek içmek sadece moladır. Seçimini yaptıktan sonra ya yanındakine ya da kafandakine dönersin
Evet, tam bir tiyatro oyunuydu ona göre iş hayatı. Bir yığın egonun, kendi yumurtasını bile çatlatamamış bencil arzuları yönetirdi şirketleri. Daha işe başlandığında kaybedilirdi masum çocukluklar. Faust’un şeytanla yaptığı anlaşmanın aynısıydı şirketle yapılan her anlaşma. Şirket, kendine hizmet ettiği sürece, hayata bağlanacağına ve hayatının anlam kazanacağına ikna edecekti çalışanı. O da durmaksızın uğraşacak, kariyerinde ilerleyebilmek ve para kazanmak isterken, hayatını arzu ettiği gibi yaşamayı beceremeyecek, onun avuçlarından kayıp gittiğini fark edecek, bunu fark ettikçe bunalıma girecek ama maalesef er ya da geç, ruhunu çoktan satmış olacaktı.