Sen benim yanımdayken o tozlu yollar çiçeklenir… aşk kızım❤️
Rüyamda yabancısı olduğum harap bir şehirdeki tek ayakta kalmış bir orta çağ binasındaydım. Yapı müzeyi yahut butik bir dükkanı andırıyordu. Tanımadığım genç bir erkek ile yine tanımadığım 40-45 yaşları arasında Japon bir kadın bana belli etmeksizin benimle ilgileniyorlardı. Kadının ellerinde sapları yere kadar uzanan bir çiçek buketi vardı. Çiçekler benim içindi. Kadın çok güzel ve çekingendi. Genç erkek ise cüretkar bir aşıktı. Ne zaman ardıma dönsem oradaydı. Kadın bu geniş ve çok birimli, camlarla bölünmüş mekanda çiçeği sürükleye sürükleye geziyor, beni arıyordu. Erkeğin cüreti her geçen an artıyordu. Bu durum hem takdir ettiriyor hem ürkütüyordu. Kadın bana çiçeği getirip teşekkür etti. Ne içindi, bilmiyordum. Erkek ürküttü. Bu yüzden mekandan çıktım. Ama çıkmadan önce bunu siz tasarladınız diyerek elime minyatur bir konsol teslim ettiler. Tüm seramoni bu şey için miydi? Uzun uzun baktım. Demek dünyada bir şey var etmiştim. O kadar güzeldi ki. Ne yapılırdı , bilmiyordum. Bırakıp çıktım. Peşimden yedi sekiz kişi çıktı. Harap sokaklarda bir şey aradım. Ne kadar uzaklaşmak istesem de o çok birimli yapıya çıkıyordu yollar. Geriye çekilip bir baktım. Öyle görkemli ve hüzünlüydü ki. Onu terk etmenin acısı ve hazzı aynı derecede büyüktü. Servi ağacının ardından olanca dik duruşunu defalarca fotoğraflaýıp belgelerken rüyada olduğumu fark ettim. Fotoğrafları bu âleme getiremeyeceğim ânın acısı ile uyandım. O tozlu odaların belli belirsiz sarı ışığına özlemle.
Reklam
İnsan sesler biriktirir içinde: renkler biriktirir, duygular biriktirir ve bize yolu gösteren de onlar olur genellikle... Çoğumuz kayboluruz hayatın bu tozlu, çamurlu yollarında. Nereye gideceğimizi bilmeden, ne yapacağımızı bilmeden. Çoğumuz bir yol arar dururuz umutla ve hiç vazgeçmeden. Bekleriz her şeyin en güzel olmasını, korkularımızın boşa çıkmasını, sahillerin en güzeline varmayı bekleriz. Bilmeyiz başımıza nelerin geleceğini, yolun bizi nerelere götüreceğini. İnsan çok katmanlı bir dünya, insan büyük bir dünya ve asla yaşadıklarından ibaret değil. İnsan yaşadıkları, yaşayamadıkları; hissettikleri, hissedemedikleri; anladıkları, anlayamadıkları... İnsanı insan yapan bunlar ve insanın içinde sayısız yollar var. İnsanın kat edeceği yollar, hakikate giden, özüne giden yollar...
•|İnsan sesler biriktirir içinde; renkler biriktirir, duygular biriktirir ve bize yolu gösteren de onlar olur genellikle... Çoğumuz kayboluruz hayatın bu tozlu, çamurlu yollarında. Nereye gideceğimizi bilmeden, ne yapacağımızı bilmeden. Çoğumuz bir yol arar dururuz umutla ve hiç vazgeçmeden. Bekleriz her şeyin en güzel olmasını, korkularımızın boşa çıkmasını, sahillerin en güzeline varmayı bekleriz. Bilmeyiz başımıza nelerin geleceğini, yolun bizi nerelere götüreceğini. İnsan çok katmanlı bir dünya, insan büyük bir dünya ve asla yaşadıklarından ibaret değil. İnsan yaşadıkları, yaşayamadıkları; hissettikleri, hissedemedikleri; anladıkları, anlayamadıkları... İnsanı insan yapan bunlar ve insanın içinde sayısız yollar var. İnsanın kat edeceği yollar, hakikate giden, özüne giden yollar... Gönül Dağı 🍂
Sen yanımdayken o tozlu yollar aşka gider. youtu.be/uMWbKJ5hTaY?si=...
Anadolu’nun saati güneştir. Güneş kimsesiz, taşlı yolların üzerinden, gece boyunca sarındığı yün yorganını çekerek uyandırır köylüyü. Onları tarlaya doğru çeker, işe doğru, eziyete doğru çeker. Yolları boş bırakır, meydan güneşe kalır. Taşra sessizliği diye bir şey var, bu sessizliğin içinde tozlu yollar, yıkık dökük ama bir kenarı çiçekli evler ve güneş dolanır sadece. Zaman şehirde ki gibi hızlı akmaz. Anadolu da, yollarda sürünür saatler, saat bir mi, iki mi, üç mü kimsenin işi değildir. Vakit aheste akar. Günlerin geçtiği, ayların değiştiği sadece mahsullerden, yılların geçişi de yüzlerden anlaşılır. Zaman yürür ve insanların yüzleri kırışıklıklarla dolar.
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
Reklam
176 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.