aylak adamı okumaya başlarken beklentim yüksekti okurken bu beklentimin karşılanacağı düşündüm hatta beklentiminden iyi olacağını düşündüm ama okumaya devam ederken beklentimin altında daha kısıtlı bir alandaki konulara değinmesi ile okumaya başlarkenki beklentimin altında kaldı.kahramanın sosyal normlara uymaktaki zorlanmaları ve o normlar ile çatışmalarını daha çok yer edinir diye düşünürken daha çok aşk ve kadın erkek ilişkisi ile ilgili betimlemelerine daha çok yer verdi.yalnız bu yer verdiği bu betimlemeleri sevmedim değil tam tersi bu betimlemelerdeki(betimleme derken klasik gösel canlandırma kelimeleri beklemeyin hatta bu tür betimlemeler normalin altında ve bu tarafını sevdim.betimleme derken karekterlerin düşüncelerinin betimlemesi bir birinin hareketlerinden çıkarımlarının yer edinmesinden bahsediyorum) cesur,dürüst, insani üslubu farklı konulara değinerek daha kapsamlı roman olmasını istedim sadece.kitabın genel üslubu ise biraz farklı tam olarak bilinçaltı yöntemi olmasada ona benzer bir üslubu vardı bu üslupta doğal olarak okurken akıcılığı baltalasada okuyucuya kazandırdıkları ile değdiğini düşünüyorum en azından yusuf atılganın uyguladığı bu üslup bu dengeyi güzel uygaladığını düşünüyorum.