Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tükeniyoruz yok oluyoruz sadece bunun farkında değiliz...
Düşünmekten tükeniyoruz...
Reklam
Eriyoruz hızla, tükeniyoruz
https://1000kitap.com/ilyada98 Yorum yapamağımızdan buraya alalım. "Hah, tamam"ına varamadığımız, varamayacağımız, günümüz hakim biçerdöver sisteminin güzel bir eleştirisi. Öteki olmanın sözde yanlışlığını boca edenler; sistemin tüm bileşenleri ki hepsi birbirinin tamamlayıcısı ve varlık sebebi. Aç fare anestezisine maruz kalanlar, sistemin hipnozundakiler, kendisini jakuzide sanan ısıtılan kazan içindekiler, kazanın yanında hasetle sırasını bekleyenler için sözümüz: Doğru-yanlış kriterlerini, ondan, bundan, izmlerden, kafakırık felsefecilerden, ahı hiç olmamış vahı kalmış ya da nevzuhur dinlerden, sınırlı-sorunlu önderler ya da cübbelilerden değil de şu kompleks bizi ve evreni yaratanın gönderdiği ve aynı zamanda hayatın kullanım kılavuzu olan son Vahiy'den alalım ve artık önümüzdeki maçlara bakalım. Vahiyle kurtulalım artık şu öğütücü, öğürtücü sistem aylaklığından.
Gönderi kullanım dışı
Fark ettiniz mi cidden tükeniyoruz
Bazen tükeniyoruz, şikâyet sayma Rabbim.
VAROLUŞSAL BUNALIM
Terkedilmiş bir binasın sen, Hepimiz yorgunuz, Hepimiz hâlsiziz. Sende burada, Oturup bir sigara tüttürsen zaman bitmez. Beynimiz uyuştu, Kalabalığı, gürültüyü kaldırmadı kafamız.
Reklam
Erteledikçe tükeniyoruz: Ya yarın olmazsa???
"Hep yarın yaşayacağım diyorsun, Posthumus, hep yarın; peki, söylesene bana, Posthumus, ne vakit gelecek şu yarın?" "Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niçin bugünden başlamıyorsun?" Epiktetos
Bazen tükeniyoruz,şikayet sayma Rabbim...
Sabrederken aslında yorulduğunu Farkettiğin o an vazgeçiyorsun...!
Yasin Suresinden Kopup Gelen Ses
Günler geceler geçiyor, zaman tükeniyor. Biz de tükeniyoruz. Tükenmeyen şeylerin, bitmeyecek şeylerin hasretindeyiz... Herkes kadar biz de dünyanın ağırlığı altında eziliyoruz. İçimizde bir dünya uru var, kanser gibi, kaderin cilvesiyle âniden büyüyen ve bizi içten içe kemiren bir ur. Zaman herkesi öğütüyor da, dünya ağrısını her haliyle yaşayanları bir başka öğütüyor sanki. Fakat uyuşturulmamış olanları bir karamsarlık sarmadan ve insanı insan yapan dünya sancısını hissedenlerin düştükleri kuyuların karanlıkları büyümeden bir çare bulunmalı. Çünkü ağrı nedir bilmeyenlerin, uyuşturulmuş bedenleri ve zihinleri, ancak ve ancak ölüm kapılarını çaldığında bir şeyleri değiştirme çabasına girdiklerini gördükçe, korkunç bir ses kopup gelir Yâsin Sûresinden... ‘Ve şöyle derler: “Şayet gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit hani ne zaman gerçekleşecek?” Onlar, besbelli ki, birbirleriyle uğraşırken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar! İşte o anda onlar ne bir vasiyette bulunabilecekler ne de ailelerine dönebilecekler.’ İnsanın arkasını dönüp, can parçasına bir şey vasiyet edemeden çekip gidecek olması, dünyanın ağrısından gelen ıstırapları göğüslerken ne kadar isyan edip çırpınsa da dünyaya veda edecek olması... Korkunç bir ses... kopup gelir Yâsin Sûresinin bağrından... Bizi diriltir mi, bilinmez... Zeynep Zuhal Kılınç 8 Ramazan 1445
1.202 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.