GÖĞE BAKMA DURAĞI
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var
"İnsan en çok sabahları arar sevdiği kadını."
Diyor birisi, katılıyorum o sabahlara.
Öğleler kaba yaşanır; kalındır.
Akşamüstleri ince, hüzünlü.
Çiçekler alınıp verilebilir.
Sabahtır yalnızlık.
Nasıl sabah, nasıl yalnızlık?
Ve şiirsel hiçbir yanı yok sanılır!
Var mıdır?
Vardır.
Vardır ama çiçeklerle değil.
Kendi başına, zımparataşı gibi acımasız.
Ne aklıma gelse bir bakıyorum unutmuşum!
(...)
''Her şeyden biraz kalır'' diyor birileri,
Çoğulluk haklılıktır.
Kavanozda biraz kahve,
Kutuda biraz ekmek,
İnsanda biraz acı.''*
Örneğin en sıcak ülkelerin yazında
En soğukların kışında
Yanarım üşürüm berbat olurum
Hiç bir şeye yaramam
Ama yinede seni severim
O zaman sende beni sev
Evet
Kırk kere söyledim bir daha söylerim
Savaşta ve barışta, karada ve denizde,
Düşkünlükte ve esenlikte
Zamanımız apayrı bize göre
Yanyana olduk mu elele
Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
Tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan,
Ya da çok iyi bir şiir yazsan.
Bir saatin aralıksız işleyişi
Bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
Bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
Onun için her akşamı iyi yaşamalıyım.
Yani kıskanılan onu
Demek istediğim hepsi..
Seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
Çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
Gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
Ruhum, ateş yüreğim, kokum birlikte öyle...
...Önce, sesin gelir aklıma.
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm.
Güzel olan,
Dolgun başaklardaki sarışın sevinçli.
Sonra, Cumartesi günleri gelir.
Sonra gökyüzü gelir,
Hemen kurtulurum.
Bir yağmur yağsa da,
Beraber ıslansak...
Üç yaşında da yalnızdı, on beşte de, seksende de,
Yağmurların altında, bulakların kenarında.
Türküsünde, koşmasında, şarkısında,
Tamamda da, noksanda da,
Papatya gibi yalnızdı, kuşyemi gibi ya
''....dünya kapıyor gözlerini bir gece çağır, ben burdayım.
Ben burdayım.
Gece gece gece gece gece gece gece en sonsuz gece
Ben burdayım.
Üstüme sinmişliğin var...''
BİR GÜN SABAH SABAH
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, sisler daha kalkmamıştır Haliç ten.
Vapur düdükleri ötmektedir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.