Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kültür, sanat ve ama özellikle de musiki alemlerimizin önemli ve fakat hayatının ve âsârının üzeri zalim ve muhkem bir nisyan örtüsüyle örtülmüş olan bir sîmâsından, Eczacı Neyzen Halil Can'dan bahsedeceğim. Prof. Dr. Bedi N. Şehsuvaroğlu’nun editörlüğünü yaptığı ‘Eczacı Yarbay Nâyzen Halil Can (1905 – 1973) isimli kitap, sadece bir eczacı
Bizim sahib çıkamadıklarımız başkalarının cevheri olmuş
Yani Türklerin kendi mûsikilerini "ilkel" bulup Bati mûsikîni benimsemeye çalişmalarina karşılik Araplarin-millî zevklerine göre değiştirdikleri-Türk asilli sanat mûsikilerine hep daha fazla sahip çıkip orkestral yönde geliştirmeye ve film sanayinin hizmetinde kullanmaya başlayacakları yıllara kadar.
Reklam
Osmanli mûsikîsinin Arap ülkelerinin elit sinıfinca tanınmasında, bu ülke lerin sanat merkezlerine İstanbul'dan giden sanatkârlar kadar, XV. yüzyıldan itibaren kurulmaya başlanan mevlevihanelerin de büyük rolü vardir. Sadece Arap ülkelerinde değil, Müslüman nüfusun yaşadığı Yugoslavya, Macaristan, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelerde de, Osmanhı mûsikisini Avrupa'ya tanitan Mehterhane'nin görevini mevlevihanelerin üstlendiği söylenebilir
Üstad Yahya Kemal'in Osmanlı mûsikisinden "Istanbul mûsikîsi" olarak bahsetmeyi tercih edişi ise ,Islāmi kültür dairesine giren sanatların tümünü teknik mükemmellik ve zarafetin zirvesine çıkarmış olan sanat pâyitahtına atıftır ki, şairin konuya daha çok bir sanat tarihçisi gözüyle bakma eğiliminde olduğunu sezdirmektedir.
Göktürklerin resmi çalgısı, Orhun Yazıtlarında "köbürge" olarak ifade edilen davuldur. (Sanal, Mehter Mûsikisi, 1964, s. 1) Daha önce Hunlarda yer alan bayrak ve davulun yanına boru gibi üflemeli bir çalgının eklenmesi (Gazimihal, Türk Askeri Muzikaları Tarihi, 1955, s. 2) ile ezgi, ritmin önüne geçmiş bulunuyordu. Böylece modal mûsikînin ilk aşaması olan altı ve yedi perdeli musiki sistemi ortaya çıktı. Göktürklerde, kaganların meclislerinde mûsikî icra edilir, bu icrayı da yine tuğ takımla yapardı. Fakat Uçan'a göre burada másiki icra eden kişilerin bunu meslek haline getirmesi ve iktidarın mûsikîsinin daha sanatlı olmasına gayret etmesi neticesinde sanat ve halk mûsikîsi arasındaki i ayrımın da temelleri atılmış oldu. Artık Türk mûsikîsi büyüsel (dini) anlamından sıyrılıp, tat alma, hoşlanma ve estetik gibi algılara hitap etti.(Uçan,2000,s.27-28)
"Önce Batılı kültür araştırmacılarının şu ana fikirleri üzerinde anlaşmaya varmak lazımdır: 1) Her medeniyet maddi ve manevi unsurları ile bir bütündür. 2) Kültür ve medeniyetler tarih boyunca oluşur ve gelişir. 3) Bir medeniyeti vücuda getiren her şey birbirine bağlıdır. İslami devir Türk kültür ve medeniyetine bu ana fikirleri arkasından bakarsak, musiki ile edebiyatı, mimari ile minyatürü ayırmamak icap eder. Her devir edebiyatı gibi bu devir edebiyatı da içinde vücuda geldiği medeniyetin aynasıdır. Ben beri şu fikri müdafaa ettim: Divan edebiyatı Osmanlı kültür ve medeniyetinin en güzel aynasıdır. Bu devrin ruhunu anlamak için bu devrin edebiyatını bilmek lazımdır. Osmanlıca denilen yazı dilini, Osmanlı mimarisi, musikisi ve hattı gibi Türkler vücuda getirmişlerdir. Ve bu yazı dili de diğerleri gibi bir sanat eseridir. Yalnız onu incelerken, içinde vücuda geldiği kültür ve medeniyet çevresini "contexte"ini unutmamak lazımdır. Türk, İslamiyete her sahada kendisine has güzel şekiller vermiştir. Divan edebi yatına ait her beyitin içinde o devir gizlidir. Bunu görebilmek için, o beyitlere bir minyatür gibi bakmak lazımdır."
Sayfa 14
Reklam
Barış Manço - Gamzedeyim Deva Bulmam
Rahmetli Barış Manço'nun sesinden güzel bir Türk Sanat Musikisi gelsin.. 💕 youtu.be/QOEY0MxISR4 Gamzedeyim deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Gamzedeyim deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Kaderimdir hep çektigim İnlerim hiç reha bulmam Kaderimdir hep çektigim İnlerim hiç reha bulmam Elem beni terk etmiyor Hic de fasıla vermiyor Elem beni terk etmiyor Hic de fasıla vermiyor Nihayetsiz bu takibe Dogrusu ömür yetmiyor Nihayetsiz bu takibe Dogrusu ömür yetmiyor
Geri17
119 öğeden 106 ile 119 arasındakiler gösteriliyor.