Resmî daireleri basan, ele geçirdikleri ganimetleri halka dağıtıp çekilen bu mücahitler, bir ordu düzenine girememiş, yerel, zaman zaman gittikçe yaygınlaşan mücadelelerin kahramanları olmuşlardır. Köroğlu türü bu kahramanlardan Kırım’da Halim, Başkurdistan’da Burankay ve Semerkant’ta Namaz bu şekilde destanlaşmışlardır. Zeki Velidi Bey diyor ki, “Türkistan’ daki bu çetelerin manevi önderi Köroğlu’dur. Buhara, Semerkant, Cızak ve Türkmen Basmacıları geceleri toplanarak Köroğlu ve diğer destanları okurlardı. Zahiren eşkiyalık gibi görünen bu hareket, geniş halk kitlesinin düşünce ve heyecanlarına tercüman olur.” (Togan, a.g.e., s.387) Ancak, “1918 yılından sonra kurulan Basmacı yığınlarının bir çokları ve en etkinleri, eski Köroğlu geleneğiyle kesinlikle ilgisi olmayan, ağırbaşlı köy ileri gelenleri, bazan eğitimli kimseler oldularsa da, hepsine Basmacı adı verilmiştir.” Son Korbaşılardan Nur Muhammed Bey, “Basmacılar, vatan savunması, millet savunması ve din savunması şiarıyla mücadeleye başlamışlardır.” der. (Bademci, a.g.e., s. 224)
Aydın İdil’e göre ise, Basmacılar daha Enver Paşa gelmeden halkın desteklediği bir milli hareket haline dönüşmüştür; Sovyet istihbarat raporları da bu kanaati doğrulamaktadır. Paşa, Türkistan’a önceden hazırlanan bir zemin üzerine gelmiştir. Bu zemini kısmen, oralarda bulunan Osmanlı subayları hazırlamışlardır. Dolayısıyla Enver Paşa uygun zamanda ve uygun zemine gelmiştir.