Bir andı; güzelliği görmekle yetinen yanına, yetinemeyen yanı karşı durunca, en dokunulmaz olana dokunmak istediğini fark etti. Her defasında dokundukça kaybettiği şeyi bu defa dokundukça artıracağını anladı. Şaşırdı. Soğukkanlılığını yitirdi. Sarsıldı. Bu ne haldi?
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Spoiler yok!..
● Sizlere sorarım; 19. yüzyılda sadece tren, gemi vs. araçlar kullanarak 80 günde dünya turu yapmak mümkün müdür? ● Kitabımızın baş karakteri Phileas Fogg Reform Kulüp'den birkaç arkadaşıyla '80 günde dünya turu' yapabileceği üzerine bir iddiaya girer. Ve tüm servetini ortaya koyar. Yardımcısı Paspartu ile tura başlarlar. Ve tur sırasında bazı engeller ve olaylar gelişir. Acaba Fogg 80 günde dünya turunu tamamlayıp iddiayı kazanabilmiş midir? ● Böyle bir son beklemiyordum, çok şaşırdım. Kitabı gerçekten çok beğendim. Geç olsada iyi ki okumuşum. Herkesin okumasını tavsiye ederim. Keyifli okumalar... :))
80 Günde Devri Alem
80 Günde Devri AlemJules Verne · Bilgi Toplumu Yayınları · 201619,8bin okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kara dörtlemenin en eskisi olan Yevgeni Zamyatin’in Biz kitabını uzun zamandır erteliyordum sonunda okuyabildim. Kitabımız ardından gelen distopyaları etkilemiş. Özellikle 1984 ve Cesur Yeni Dünya’yı okuyanlar bunu hemen farkedecektir. Kitap Sovyet Rusya’da uzun yıllar yasaklı kalmış. İlk olarak 1924 yılında İngiltere’de yayınlanan kitap Rusya’da
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20219,4bin okunma
Bunlar gemi azıya aldılar ve kendilerini hiçbir şeyin tutamayacağını gösterdiler. Bu eğip bükücülük, bu kılıf buluculuk ve kitabına uyduruculuk keyfiliğin ve insafsızlığın daha önce tanık olunmadık türünü besledi ve gürbüzleştirdi. Keyfilik gürbüzleştikçe ilkesizlik her sahaya egemen olan tek ilke oldu.
Sayfa 38 - Say Yayınları
"Bir andı; güzelliği görmekle yetinen yanına, yetinemeyen yanı karşı durunca, en dokunulmaz olana dokunmak istediğini fark etti."
Sayfa 151Kitabı okudu
Halk türkülerinin renkleri vardır. Kimisi koyu mor üzerine turuncu benekli, kimisi yonca yeşili üzerine sarı kirazlar serpilmiş, kimisi küpeli vişneler küpeli, kimisi portakal, kimisi çavdar, kimisi kan kokar. Mor sinekler konmuş ela gözüne İşte size rengi, uğultusu, kokusu ve devrilen muhteşem bir ağaç gövdesi gibi serilişi, uzanışı ile bir ölü. Bir insan ölüsü. İşte bir şiir ki bir vuruşta beş hissimizi birden şaha kaldırıyor. Mor sinekler konmuş ela gözüne Kulaklarımızda sineklerin uğultusu, gözümüzde mor ile ela rengin çarpışması. Ve bu seslerle renkle­rin yan yana gelişinden derhal derimize çarpan kız­gın temmuz güneşi, dilimizde ve burnumuzda bu güneşin tadı. Ve yüreğimizde birdenbire gemi azıya alan merhamet!... Hani masallarda Keloğlan, devlerin mağarala­rına girer, dev karanlıkta homurdanır: — Burnuma insan kokusu geliyor! Halk türkülerini dinlerken, okurken ben de ba­ğırmak istiyorum. — Burnuma insan kokusu geliyor!
Reklam
137 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.