Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Neye Benziyoruz?
"Şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, is ve çamur içinde işte bulduğumuz şey..."
Sayfa 95 - Sabri HocaKitabı okudu
Şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, is ve çamur içinde işte bulunduğumuz şey...
Reklam
Tüten Enkaz
Yanarak var olmayı kabullenmekle sönerek yok olmak arasında yapılacak seçimden ibaretti bütün hikaye.
"...şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz .Bir yığın kül, kararmış direk , paslı demir,yer yer tüten duman , is ve çamur içinde işte bulunduğumuz şey.."
Şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, iş ve çamur içinde işte bulduğumuz şey...Şimdi sen istediğin kadar bu artıklarla yeni bir şey yapmağa çalış; istediğin kadar şarkı, eski dünyamıza sev, ona bağlı yaşa; sihirli nefes kaybolduktan sonra elindeki çer çöp yağınından ne çıkar? Hatta hatıran da kalan şey bile bir işe yaramaz.
Tüten Enkaz
...Ve merak konusunda Hızır’a yol arkadaşlığı eden ve üç kez sözünü tutamayan Musa’dan daha dayanıklı değildim ben. Dayansam. Sırrın mahiyetinde ne yazılıysa çözülecekti isimler. Dayanamadım. Edep yoksunu şikâyetlerim kusurlu kul kılarken beni, masumluğumla döküldü dudaklarımdan cümle: Rabbim, dedim acıyla, onu senden çok sevmemiştim ki rakip sıfatınla girdin araya! Benim kalbim Rabbim senin değil miydi ki Nihade’den başkası sığmadı oraya?
Sayfa 201 - Timaş
Reklam
Hayat eskisi gibi devam eder. Sen o hatıralar için yaşarsın. Mucizenin kendisi değilse bile, ondan her yana sinen sır vardır, emniyet vardır. Aradığını bulmasan bile aramanın zevkini duvarsın. Sonra bir an gelir, konağın kendisi yanar. Şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, is ve çamur içinde işte bulduğumuz şey... Şimdi sen istediğin kadar bu artıklarla yeni bir şey yapmağa çalış; istediğin kadar şarkı, eski dünyamızı sev, ona bağlı yaşa; sihirli nefes ortadan kaybolduktan sonra elindeki çer çöp yığınınından ne çıkar? Hatta hatıranda kalan şey bile bir işe yaramaz.
“..sonra günün birinde bu yaratıcı taraf ölür. Büyükanne artık yoktur. Fakat ev sağlamdır .Sen o hatıralar içersinde yaşarsın. Mucizenin kendisi değilse bile ondan her yana sinen sır vardır, emniyet vardır. Aradığını bulamazsan bile aramanın zevkini duyarsın.Sonra bir an gelir konağın kendisi yanar .Şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz.Bir yığın kül ,kararmış direk, paslı demir , yer yer tüten duman, is ve çamur içinde bulduğumuz şey...Şimdi sen istediğin kadar bu artıklarla bir şey yapmaya çalış,istediğin kadar şarkı söyle ,eski dünyamızı sev,ona bağlı yaşa;sihirli nefes ortadan kaybolduktan sonra elindeki çer çöp yığınından ne çıkar?hatta hatıranda kalan şey bile bir işe yaramaz.” Ahmet Hamdi Tanpınar
Sayfa 124Kitabı okudu
Şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, iş ve çamur içinde işte bulduğumuz şey. Şimdi sen istediğin kadar bu artıklarla yeni bir şey yapmağa çalış; istediğin kadar şarkı, eski dünyamıza sev, ona bağlı yaşa; sihirli nefes kaybolduktan sonra elindeki çer çöp yağınından ne çıkar? Hatta hatıran da kalan şey bile bir işe yaramaz.
Şimdi enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, iş ve çamur içinde işte bulduğumuz şey...
Reklam
Sonra bir an gelir, konağın kendisi yanar. Şimdi enkaz arasında gör­düğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, is ve çamur içinde işte bulduğumuz şey ... Şimdi sen istediğin kadar bu artıklarla yeni bir şey yapmaya çalış; istediğin kadar şarkı, eski dünyamızı sev, ona bağlı yaşa; si­hirli nefes ortadan kaybolduktan sonra elindeki çerçöp yığınının­dan ne çıkar? Hatta hatıranda kalan şey bile bir işe yaramaz
"İşte medeniyet dediğin bu konağa benzer. Evvelâ o sandığın mucizesi vardı. Yani rahmetli büyük annenin, hoşuna gidecek şeyleri sen farkına varmadan hazırlayan sevgisi. Bu, o medeniyetin yaratıcı tarafıdır ve hakikaten bir mucizeye benzerdi. Her şey adeta hazır gibi aranmadan bulunur. Her tesadüf, her adım bir mevsim gibi yüklü ve zengindi. Hiçbir arıza bu cömert feyzi tüketmez. Bağdat bitince Kurtuba başlar. O bitince Bursa, İstanbul doğar. En büyük san'at adamından en basit işçisine kadar her kafa, her kol sonuna kadar veluttur. Sonra günün birinde, bu yaratıcı taraf ölür. Büyük anne artık yoktur. Konsol, sandık hepsi mucizesini keser. Fakat ev sağlamdır; hayat eskisi gibi devam eder. Sen o hatıralar içinde yaşarsın. Mucizenin kendisi değilse bile, ondan her yana sinen sır vardır, emniyet vardır. Aradığını bulmasan bile aramanın zevkini duyarsın. Sonra bir an gelir, konağın kendisi yanar. Şimdi, enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, is ve çamur içinde bulduğumuz şey... Şimdi sen istediğin kadar bu artıklarla yeni bir şey yapmaya çalış: istediğin kadar şarkı, eski dünyamızı sev, ona bağlı yaşa, sihirli nefes ortadan kaybolduktan sonra elindeki çerçöp yığınından ne çıkar? Hatta hatıranda kalan şey bile bir işe yaramaz." Mahur Beste, 94-95
“Şimdi, enkaz arasında gördüğümüz insanlara benziyoruz. Bir yığın kül, kararmış direk, paslı demir, yer yer tüten duman, is ve çamur içinde bulduğumuz şey... “
Sayfa 98 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Tüten Enkaz
Kalbim kalmasaydı geriye, yaşanmış bir aşk olacaktı bu. Kalbimi yakamadım. Karanlık: Ölüm korkusu. Aşk: Bengisu. Döküldü.
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.