Zamanın bir çember olduğu bu dünyada her el sıkış, her öpücük, her doğum, her kelime tamı tamına aynıyla yinelenecek. İki arkadaşın dostluklarının bittiği her dakika da, bir ailenin para yüzünden dağıldığı her an da, çiftler arasındaki kavgalarda sarf edilen her kırıcı laf da, üstlerin kıskançlığı yüzünden esirgenen her fırsat da, tutulmayan her söz de...
Söz vermenin önemlisi, önemsizi yoktur. Haklı nedenler olmadan tutulmayan her söz, sizin kendi gözünüzde kim olduğunuzu derinden yaralar.
Geri döndüğünde de gün içinde biriktirdiği sorunlarını bir kenara bırakarak, eşinin şefkatli karşılamasında teselli bulacaktır. Temiz bir ortamla karşılaşacağını ve mutlu yuvalara ait olan o neşeli havayı evinde bulacağını bilecektir. Genç bir adam için iki kişinin iyi niyetle oluşturduğu bu birliktelikten daha fazla güç veren bir hissiyat yoktur. Bir arada devam ettikleri müddetçe, mutlulukları artmaya devam eder. Birinin işi, diğerinin ise tasarruflu hareketleri, evlerine renk katılmasını mümkün kılar. Satın alınan her mücevher ve her yeni mobilya, ortak tutulmayan türlü zevklerin ve sevinçlerin feda edilmesinin bir sonucudur. Bu, çocuk konusu ayrı tutulduğunda, eşler arasında olağanüstü bir bağ kurar. Mütevazı şekilde inşa edilen evliliklerdeki konforun gelişimi, yaşla birlikte artmaya devam eder. Bu sayede gelirlerin yükü de azalır ve sonucunda, yaşlılık dönemine güvenli ve huzurlu girilir. Çünkü söz konusu güven ve huzuru elde etmek için çok çalışmışsınızdır. Şairin dediği gibi, "Uzun süre ve pişmanlık duymadan zevk aldığı tek şeydir, insanın kendi çabasıyla kazandığı serveti."
Sözünü tutan insan, verdiği her sözü önemli görür. Söz vermenin önemlisi, önemsizi yoktur. Haklı nedenler olmadan tutulmayan her söz, sizin kendi gözünüzde kim olduğunuzu derinden yaralar.
Sayfa 127Kitabı okudu
Haklı nedenler olmadan tutulmayan her söz, sizin kendi gözünüzde kim olduğunuzu derinden yaralar.