Mutlu sonla bitseydi bu aşk hikâyesi ölümsüz olur muydu? Kesinlikle hayır. Bizler tabîi kahramanların mutlu olmasını istesek de onların yüzyılları aşıp günümüzde hâlâ konuşuluyor olmasını sağlayan da bu mutsuz sonlarıdır. Bihter, Madam Bovary intihar etmeseydi, Yusuf'un Muazzez'i ölmeseydi, Leyla ile Mecnun, Talat ve Fitnat kavuşabilseydi bu aşk hikâyeleri çoktan unutulurdu.
Eserin yazıldığı zamanlarda telefon icat edilmiş olsaydı şuan kahramanlarımızın torunlarının ismini biliyor olurduk. İşte talihsizlik bu ya, mektup Romeo'ya yetişemeyince biricik eşinin aslında derin bir uykuda olduğundan habersiz aptal aşığımız hemen ben de ölmek istiyorum diye artistlik yapıyor. Ama tabîi bundan önce gerçekleşen bir olay var ki bütün bunların nedeni. Tybalt ile kavgaya tutuşmayıp onu öldürmeseydi sizce evlenebilirler miydi? Zaten bu iki aile birbirine düşman. Türk romanlarında örneği çokça olan bir durum. Suat ve Süreyya mutlu mutlu yaşarken birden yaşadıkları evden taşınmak istiyorlar ve gittikleri ev felaketleri oluyor. Ömer Behiç ve Vedide yine sekiz yıl süren mutluluklarının ardından yeni evlerine taşındıkları anda bütün düzen kaybolur. Romeo ve Juliet'te de durum aynı. Ortada hiçbir sorun yokken herkes sakin sakin yaşarken bir sorun çıkagelir ve bütün düzen alt üst olur. Her şey ideal olsaydı zaten ortada bir olay olmazdı. İşte bu düzeni alt üst eden olaylar sayesinde başlıyor ölümsüz romanlar.