“Üç gömleğimi, kitaplarımı, ceketimi ve bir çift ayakkabımı içine koyup kapatıyorum. Bavul hayli ağır. İçinde ellinin üzerinde kitap var. Romantik İngiliz şairlerin kitabını alıp cebime koyuyorum.
Hemingway'in posterine bakıyorum. Hüzünlü...”
Üç Hüzünlü Bavul
Kadın elinde bir kitapla balkona geldi, kitabı adama doğru sallayarak, güyâ denetlediğini sandığı bir sinirle:
- Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza" sını aliim mi, sana mı bırakiim? kinâyeli sorusunu kustu.
- Al! Suç da senin, ceza da senin!
mecâz-ı mürsel böğürtüsünü kükredi adam.
Dada Şarkısı
Bir dadacının şarkısı
ne hüzünlü olan ne de neşeli
seviyordu bir bayan bisikletçiyi
o da ne hüzünlü ne neşeli
ama yılbaşında kıskanç koca
öğrendi ne dönüyorsa hepsini
bir öfke sonucu yolladı Vatikan’a
üç bavul içinde ikisinin cesedini
Tristan Tzara (Çeviri: Cemal Süreya)
DADAİZM ÇOK GÜZEL BİR AKIM DEĞİL Mİ?
Üç Hüzünlü Bavul
Sağ kulaktan çıkan duman Alaittin'in lambasından çıkan cin oldu.
- Dile benden ne dilersin be adam? sorusunu sordu.
- Siktir git! dedi adam cine.