Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kirleri döküldükten sonra insanlar eksilirler, yeni kirlerle kendilerini tamamlasalar dahi eski kendileri olamazlar artık, yeni bir kir yeni bir insan yaratır.
Sayfa 17 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sokak, defin ve terkinden sonra herkesin kendi ölümüne ilerlemek için hızlıca terk ettiği bir taze mezar başı kadar sessizdi.
Reklam
Aklımda çay demlemek vardı ama demleyeceğim çayı karşımda oturan çıraklığımın beğenmeme ihtimalinden korkuyordum. Çıraklığım karşısında kalfalığımın çayına güvenmiyordum. Belki şimdi burada ustalığım olsa, onun demleyeceği çayı her ikimiz de beğenirdik. Ama ustalığımın burada olmasından da korkuyordum; daha doğrusu, ustalığımın demleyeceği çayı çıraklığımın beğenmesinden ve devamında ustalığımla çıraklığım arasında doğacak şefkatten pay alamamaktan, ayrı düşmekten korkuyordum.
Ben nasıl bir hayat yaşadım? Ben, Allah'ın manav kullarından Hacı Resul, boşalan sebze meyve kasalarını kışın kapının önüne koyduğum teneke kutudan bozma mangalda yakarak yaşadım. Kendi çayımı demleyerek, domatesleri tartarak, limonları sayarak yaşadım. Bir hayatı kendi taziyemde ölüm acımı kendime unutturmak için kendimi oyalayarak, içimdeki yarayı elimdeki bıçakla oyarak, üstüne bir de o yarayı yutarak yaşadım. Bunun hesabı -elbette defnimden ve terkinimden sonra- benden sorulacaktır.
"Aklımda çay demlemek vardı ama demleyeceğim çayı karşımda oturan çıraklığımın beğenmeme ihtimalinden korkuyordum. Çıraklığım karşısında kalfalığımın çayına güvenmiyordum. Belki şimdi burada ustalığım olsa, onun demleyeceği çayı her ikimiz de beğenirdik. Ama ustalığımın burada olmasından da korkuyordum; daha doğrusu, ustalığımın demleyeceği çayı çıraklığımın beğenmesinden ve devamında ustalığımla çıraklığım arasında doğacak şefkatten pay alamamaktan, ayrı düşmekten korkuyordum.." .
·
Puan vermedi
Yarım bıraktığım bir kitap daha.aslında tavsiye üzerine almıştım ama ilginç kurgusu beni pek etkilemedi.yine de ara ara okuyup bitirmeye çalışırım.Bİ GİRDABIN İÇİNDE HİSSİ VERİYOR
Bir Dükkanı Beklemek
Bir Dükkanı BeklemekUğur Nazlıcan · Yapı Kredi Yayınları · 2018212 okunma
Reklam
“Arada sönen cılız bir sokak lambası ışığının aydınlattığı dünya, durmadan yağan karın altında usul usul yitmekteydi.”
Sayfa 9
“Sokak lambasının altında durdum bir süre, karanlık sokağın içine doğru baktım. Kar ve karanlık sokağın iki ucunda birikiyor, biriktikçe yükseliyor, yükseliyordu; dibinde benim olduğum bir çukura dönüşüyordu dünya. Sokak lambasının yere doğru genişleyen ışığı söndükçe duran kar, lambanın her yanışında, biraz daha hızlanarak, yeniden yağmaya başlıyordu.”
Sayfa 10
“Camekânın hemen önündeki masada oturmuş bir başkası, eli yanağında, dalgın dalgın kahvehanenin camekândaki yansımadan ziyade dışarıdaki karanlığı izliyor, arada dalgınlığı geçip gerçeğe yaklaştıkça görüntüler karışıyor, camekânın hangi tarafında olduğunu unutup dışarıdaki karanlıktan içeriyi mi, içerideki karanlıktan dışarıyı mı izlediğini kendisi de ayırt edemez oluyordu. Sonra tekrar dalgınlaştıkça görüntüler belirginleşiyor, içeriyle dışarının karanlıklarının birbirlerindeki yansımalarını izlemeye devam ediyordu.”
Sayfa 27
“(..) yalnızlığını vücudunun devamıymış gibi, bir uzvuymuş gibi ustalıkla kullanmaya başlıyor.”
Sayfa 29
Reklam
*yol
“Otobüsümüz sigara dumanı, hikâye fısıltıları, kesif uyku kokusu, belli belirsiz insan gölgeleri taşıyordu. Kaç saattir yolda olduğumuzu, daha kaç saat yolda olacağımızı unuttuğumuz, umursamadığımız bir zamandı. Hatırlamak ya da umursamak çaresiz kalıyordu; boşlukta yol alır gibiydik, ilerleyip ilerlemediğimizi bile bilmiyorduk.”
Sayfa 32
“Gittikçe zayıflamasından, hükmünün düşmesinden midir, bilinmez; ışık, hiçbir eşyanın aklına gelmiyordu aslında. Kahvehaneyi dolduran eşya, gelişigüzel serpiştirilmiş üç beş masa yani, sandalyeler, karşılıklı duvarlara yerleştirilmiş aynalar, ayna çerçevelerine sıkıştırılmış fotoğraflar, girişteki masada soğuyan çay, bir başka masanın üstünde dağılmış oyun kartları, kartların arasında bakışlarını tavana dikmiş maça kızı ve anlatımın şiddetinden kaçıp saklanmış diğer eşya, kahvehaneyi kendilerinin doldurduğunu sanıyorlar, değil sadece hacimlerinin, cisimlerinin bile üstlerine serpilen turuncu ışıkla çizildiği gerçeğini göz ardı ediyorlardı.”
Sayfa 50
“Yaşım ilerledikçe, küskünlüğüm gibi zaman da önemini yitiriyordu; çayın demlikten bardağa yavaş yavaş akması, sanki bardağın içine şeker değil de dünyalar atılmış gibi şıkır şıkır karıştırılması, arka masada oturan kendimle, girişteki masada oturmakta olan kendim için zamanın ne kadar farklı hızlarda aktığını gösteriyordu. İşte, bir kış gecesinin bu saatinde boş bir kahvehanede üçümüz, farklı zamanların aynı kişisi, içinde olduğu zamana tutunabilmek, büründüğü surette kalabilmek için, kendi suretinden çıkmamaya, gerçek olan ötekine karışmamaya çalışıyor; bunun için her biri diğer ikisinin varlığını düşlememeye, sadece bu varlıklara inanmakla yetinmeye çalışıyordu; biri zamanın yavaş akışından sabırsız, diğeri hızlı akışına anlayışlı, öteki zamanın kendi üstünde durmasına, sabitlenmesine kayıtsız.”
Sayfa 53
“Oysa, sabırla her şeyin kendine, sonra biraz daha kendine ve nihayet, sıkıcı bir tekrarla, biraz daha kendine benzediği bilinirdi.”
Sayfa 59
88 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın kendi dahil her şeyle irtibatında yaşadığı bu değişiklik elbette ki anlatıları, romanları, öyküleri de etkiliyor. Dostoyevski hâlâ dünyanın en büyük yazarlarından biri olsa da artık okuyucu da Dostoyevski’ye benzeyen başka yazarlar okumak istemiyor yazar da Dostoyevski’nin yazdığı gibi yazmak istemiyor. Zamanın düzlemsel akışına dair teori sarsıldıkça kurgularda zamanın akışı değişiyor, insanın benliğine var oluşuna, madde ile ilişkisine dair sorgulamalar arttıkça bu unsurlar değişime uğruyor. İşte Uğur Nazlıcan’ın ilk öykü kitabı Bir Dükkânı Beklemek tam da böyle bir dünyanın, böyle bir karmaşalar çağının edebiyatının ne derece çarpıcı, ne derece etkileyici olabileceğini gösteren örneklerden biri. 2018’in ortalarında Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan toplam seksen bir sayfalık, on dört öyküden oluşan bu kitap küçük hacmine aldananları ziyadesiyle şaşırtacak bir derinliğe sahip. Öykülerin tadını kaçırmadan kitabın havasından biraz bahsetmek gerekirse Bir Dükkânı Beklemek benzer temaların, benzer olayların şaşırtıcı bağlam değişiklikleriyle tekrar tekrar karşımıza çıktığı, karakterlerin, mekanların ve eşyaların iç içe geçtiği başından sonunda dek incelikle uğraşılmış metinler içeriyor. Uğur Uçkıran İncelemenin tamamı için: kayiprihtim.com/inceleme/yerli-...
Bir Dükkanı Beklemek
Bir Dükkanı BeklemekUğur Nazlıcan · Yapı Kredi Yayınları · 2018212 okunma
210 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.