Demek ki dünya bir hiçtir, yine hiç olacaktır. Hiç olana gönül veren, ömrünü hiç olanın yolunda tüketen de hiç olur. Hiçi isteyen hiçtir ama hiçi hiç gören âriftir.
Ey dünya dağdağasına dalmış, ruhunun ihtiyaçlarını ihmal etmiş dostum! İşte tevbe kapısı ardına dek açık, dönüş ve uyanma imkânı elinde. Bu Ramazan, fırsatı değerlendir; Allah'a, mâneviyata ve gerçek mutluluğa dön.
Ne durumda olursan ol dön ve gel
Kafir de ateşperest veya putperest de olsan dön ve gel
Yüz kere tevbe bozup sapmış bile olsan yine gel
Çünkü Allah'ın engin rahmeti yanında umutsuzluğa yer yoktur.
*
İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın!
Vaktinde uyanarak elden kaçırdığımız birtakım fırsatları telafi etmemiz şüphesiz imkân dahilindedir. Beni en çok düşündüren, hatta korkutan şey, son pişmanlık demi, "merdivenleri ağır ağır çıkıp bitirdikten sonra, eteklerinde dökülmüş, gümüş renkli bir yığın yaprağı görüp semaya ağlayarak bakılan" zamandır. Dünyadan göç etme anında pişmanlık duyulmayan bir ömür; zekice, dinamik ve verimli geçirilmiş bir hayat... ne kadar büyük bir zafer!
Yadında mı doğduğun zamanlar?
Sen ağlar idin gülerdi âlem.
Bir öyle ömür geçir ki olsun
Mevtin sana hande, halka mâtem.