Bil ki kalp huzuruyla Allah'ı zikretmenin faydası çoktur. En büyük tesiri, gönülde muhabbetullahın meydana gelmesidir. Kalp huzuruyla yapılmış zikir, Allah'tan gayrı her şeyin sevgisinden uzaklaştırır. Şeytanın vesveselerini keser, şeytanı boşa çıkarıp avareleştirir. Tuzaklarını bozar, imanı sağlamlaştırır. Gönlün pasını giderip onu nurlandırır, gönül aydınlanıp dirilir. Hak Teâlâ şöyle buyurur:
"İnananlar ancak o kimselerdir ki her ne zaman Allah'tan söz edilse kalpleri korkuyla titrer ve kendilerine her ne zaman O'nun âyetleri ulaştırılsa inançları güçlenir ve Rab'lerine güvenirler."
(Enfal, 2)
Bu hususu idrak eden ve ruhunun derinliklerinde sezen şair diyor
ki: "Ver cüceye, onun olsun şâirlik, benim, gözüm yüce sanatkârlıkta!
bu ikramı, ruhunun derinliklerinde duyan mütefekkir ise şöyle sõylüyor: "Kendinize doğru olan yolculuğun bu mertebesinde, beşerin yaptığı san'at, bir ameleliktir." Kısaca diyorlar ki, bu mertebede artık kulun işçiligine, gayretine, ilhamına ve hünerine hacet yoktur. Varlik onun
san'atıyla ve bu san'attan neșet eden, muhabbeti ile baş başadır.
Klasik savaşta yenilen bir grubun/toplumun, yeniden kendini toparlayıp ayağa kalkması mümkün olabilir ama psikolojik savaşta kaybetmiş, zihinleri esir olmuş kişi ve kitlelerin özgürleşmeleri mümkün değildir.