Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Reklam
***** Hayır, ben hiç bir zaman okumuş adamdan korkmadım. Amma velakin birkaç kitap okumakla kendisini allâme sayan ahmaklardan çekindim ve onlardan uzak durdum ! *****
"" Evlatlarımızı kendilerini yanlış yetiştirdiklerinden dolayı cezalandıramazdım. Ama onları kendi çıkarları uğruna birilerinin yanlış yetiştirmelerine izin ve yol vermekte hakkım değildi.! ""
Reklam
Hayır, ben "evhamlı" olmamaya dikkat ettiğim kadar, "gafil" olmamaya da dikkat ettim.! Çünkü gaflet, evhamdan da büyük zarar getirir.!
Fatih'in İstanbul'u Fethetmesi Gibi
Hayaller ve hedefler, kişide çalışma arzusunu körüklediği gibi; düşünceleri ve eylemleri coşturup, enerji potansiyelini de artıran özellikler taşıyor.! ABDÜLHAMİD HAMİD HAN
* Büyük Devletlerin yanında, kendimizin sesi zayıf çıkan bir varlık olduğumuzu kabul edebilir miyiz? *
Bilinmeyen Değerlerimizin Toplamısın Abdülhamid Hamid Han !!!
Yanlışlık ya kasten olur, yahut dikkatsizlik neticesinde meydana gelir. Kasten yapılan yanlışlıklar büyük ve çirkin bir suçtur! Dikkatsizlik neticesinde meydana gelen hataların kabahati, o dikkatsizliği yapan kişiyedir. Dikkatsizlik mazeret sayılabilir mi?
Reklam
Kızıl Sultan
<<Kızıl Sultan>> tâbiri, doğrudan doğruya Ermeni buluşudur ve dünyada bir eşi gelmemiş derecede merhametli bir hükümdara bu, hakikatte yüzde yüz ters sıfatı yakıştıran Ermenilerdir. Yeni nesiller de bu eski Ermeni buluşunu hakikat diye kabullenmiş. Ermeni kafasıyla düşünmeye mahkum edilmiştir.
Sayfa 242Kitabı okudu
Ne çok sıfatı olmuştu adamın, ne çok, ne çeşitli hitap şekilleri: "sultan, zat-ı şahane, hünkar, ulu hakan, imparator, halife-i ruy-i zemin (yeryüzü halifesi), emirülmüminin (müminlerin emiri), bave Kurdan (Kürtlerin babası), Pinti Hamid, Kızıl Sultan, Yıldız'daki baykuş, müstebit, zalim", şimdi de "hakan-ı mahlfı" diyorlardı. Yani "hal' edilmiş hakan" Osmanlı padişahlarının düşürülmesine hal' denildiği için.
Mübalağa anarşisttir, zıddını celbeder
Tabiatıyla iki kesimin arasında bitmez-tükenmez tartışmalar çıkıyor. Tarih gibi ilmî bir konu siyasi zeminlerde siyaset malzemesi yapılıyor. Cumhuriyet tarihi, Osmanlı tarihi ile kavga ettiriliyor. Ömrümüz karşılıklı ifratlarla, tefritlerle, iftiralarla, övgü sövgü ve mübaláğalarla geçi- yor. "Mübalağa anarşisttir, zıddını celbeder." (Bediüzza- man) Neticede öyle oluyor. Bir taraf "Biiiz Viyana kapıların- daaa!" diye bağırırken, öbür taraf Osmanlı'yı tümden yok arz edip "Biiiz bu Cumhuriyetiii" diye başlayan nutuklar lıyor. Bir taraf "Cennetmekân-Ulu Hakan Abdülhamid Han" derken, diğer taraf "Kızıl Sultan" diyor. Böylece tarih ibret vesikası olma özelliğini yitiriyor. Çok önemli uzlaşma alanlarımızdan biri daha göz göre gö- re elden gidiyor. Konu önemli... Çünkü ortak geçmişimiz, aynı zamanda ortak geleceğimizdir. Cumhuriyet tarihini Osmanlı tarihi ile kavga ettirmenin ortak geçmişimize haksızlık olduğunu, ortak gelece- ğimizin bu kavgadan çok şey kaybettiğini düşünüyorum. Aslında böyle bir kavganın bilimsel boyutu yoktur. Zira milletlerin tarihi bir süreç içinde gelişir. Devletler isim ve rejim değiştirseler de bu sürecin parçalarıdır. Bu anlamda Osmanlı Devleti Selçuklu Devleti'nin devamı, Cumhuriyet Türkiye'si ise her ikisinin devamıdır. Yani aslolan millettir.
Sayfa 193Kitabı okudu
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.