Bayrağıma sema dünden alışık, Yiğidim, altın çağ yazmak için gel, Köhne çağa mezar kazmak için gel! ... Kosova'da şehit Murat Sultan ol, İstanbul'da Ulubatlı Hasan ol, Plevne'de Şanlı Gazi Osman ol,
Ulubatlı Hasan
Topkapı önlerinde bulunan Zağanos Paşa komutasındaki yeniçeriler büyük bir cesaretle ileri atıldılar. İçlerinden yiğitliği ve kahramanlığı ile ün salmış bulunan Ulubatlı Hasan isimli bir yeniçeri ok yağmuruna aldırış etmeden surlara tırmanmayı başardı. Bu hareket diğer yeniçerilerin azim ve imanlarını artırınca topluca surları tuttular. Artık önüne geçilmez bir sel halini almış, şehrin içine doğru akıyorlardı.
Reklam
22 Ağustos 1942'de Kırşehir'de doğdu. Dört karde­ şi vardı. Devrim llkokulu/Ulubatlı Hasan llkokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Deneme Lisesi'ni bitirdi. Ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni tamamladı. ldare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı oldu, kısa süre avukatlık yaptı. Uzun yıllar çalışacağı Cumhuriyet'ten önce Devrim, Türk Solu, Yeni Ortam gibi gazete ve dergilerde ya­zılar yazdı.
Delikanlım! işaret aldığın gün atandan! Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan! Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan!
Sayfa 182 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
-DAVAM-
"Herhangi bir kimse Malazgirt'te inanışının şahlanışını yaşamadan, Kosova'da, Niğbolu'da bir kılıç olup parlamadan, Ulubatlı Hasan olup İstanbul'u fethetmeden, Sultan Fatih olup atını denize sürmeden, Kanuni olup şanlı ordularıyla Avrupa'nın içlerine yürümeden,Seyit Çavuş olup '250' kiloluk mermiyi "Ya Allah!" deyip namluya sürmeden,Sakarya'nın siperlerine girmeden ve Kıbrıs'ta düşman tahkimatının arasından geçmeden Milli Görüşü'ün ne olduğunu anlayamaz."
Sayfa 62 - Necmettin ErbakanKitabı okudu
En önde Osmanlı sancağını taşıyan ve dev gibi bir adam olan Ulubatlı Hasan ile çevresindeki otuz kadar yeniçeri vardı. Hasan başını kalkanıyla örterek mevzilere ulaşmayı başardı, sendeleyen savunmacıları geriletti ve tepeye çıktı. Elinde sancakla, Yeniçerilerin hızla oraya gelmesi için ilham oluşturarak kısa bir zaman orada tutundu. Bu Osmanlı morali için belirleyici, tüyler ürpertici bir görüntüydü; dev yeniçeri sonunda İslam'ın bayrağını Hıristiyan kentine dikmiş, ulus yaratacak kadar büyük bir efsanede yerini almıştı.
Reklam
Doksanında atına atlayıp, İstanbul'un surlarına dikilen, Eyüp Sultan'ın dininden, "O'nu fetheden komutan ne güzel komutandır, onu fetheden asker ne güzel asker" hadisi şerifine aşık olup "Ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni" diyen bir komutanın dininden, burçlarda İslam bayrağını dalgalandırırken, vücuduna saplanan oklara aldırmayıp, ruhunu teslim edecek olmasını umursamayarak "O asker ben miyim Ya Rasulallah?" sorusuna cevap aramakla meşgul olan ve bu haliyle melekleri dahi ağlatan Ulubatlı Hasan'ın dininden, soruyorum size nasıl utanabilirsiniz gençler!
Sayfa 115Kitabı okudu
28 Mayıs’ı 29 Mayıs’a bağlayan gece yarısından sonra kıyamet kopar gibi bir velvele koptu; bütün ordu suların üstüne atıldı. Şehitleri üst üste yararak sorun üzerine çıkmak isteyen cengaverler görülüyordu. Mübarek adı ve güzel hatırası bize kadar gelen ulubatlı Hasan bunlardan biridir.
Eğer anneler kızlarını dizlerine oturtur, onlara Hz. Hatice’yi, Âişe’yi, Esmayı anlatır; babalar da Akşemseddin rolünü alır, zühd ve takvasıyla oğullarına üs- ve-i hasene olursa, çocuklar da Nene Hatun, Ulubatlı Haşan olacaktır
TÜRK GENÇLERİNE
Türk gençliği dikkat eyle kendini, Nefsin ateşinde pişirme sakın. Hak imtihan eder çileyle seni, Sabreyle, sabrını taşırma sakın. Kur'anın, Sünnet'in yoludur yolun. Bir Müslüman Türk'e uymalı halin. Özü sözü tutmuyorsa bir kulun, Adamdan sayıp da şişirme sakın. Zorluklara alış, söyleme ah, vah; Doğruları yalnız bırakmaz Allah. Tek gayen İla'yı Kelimetullah ... Yol, hedef bellidir şaşırma sakın. OZAN NİHAT der ki yalnız kalsan da, Takdir bekler iken tekdir alsan da, Ulubatlı Hasan gibi ölsen de Bayrağı elinden düşürme sakın. (Stutgart, 15.11.1986)
Reklam
OZAN NİHAT der ki yalnız kalsan da, Takdir bekler iken tekdir alsan da, Ulubatlı Hasan gibi ölsen de Bayrağı elinden düşürme sakın.
Ulubatlı Hasan adlı bir yeniçeri ise, 30 arkadaşı ile kaleye tırmanıyordu. Bizanslılar, sekizini ok ve top atışlarıyla vurmuş ise de 22 kişi surlara tırmandı ama kısa sürede ok ve top atışlarında yaralandı. Ulubatlı Hasan ise sancağı kaleye dikti. Ancak ok darbeleri ve açılan ateşlerle orada vefat etti. Söylediği son söz ise: "Allah'ım, bu sancağı buradan indirme!" idi. Bir yeniçeri müfrezesi, Ulubatlı Hasan'ın naaşını 2. Mehmed'in huzuruna getirir. Padişah, cenazeyi gözlerinden öperek: "Eğer Sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isteridim!" demiştir.
Sayfa 233Kitabı okudu
Bir Güzel Ülkü
Taze filiz vermiş Edebali'yle Çiçeklenmiş Hacı Bayram Veli'yle Ulubatlı Hasan'daki haliyle Bir güzel ülküdür gönülverdiğim. Şehitlerin kanlarıyla ıslanan Destan olup maveradan seslenen Atıf'larla, Said'lerle beslenen Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Sayfa 72 - Abdurrahim KarakoçKitabı okudu
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.