Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
IV. yüzyılın tamamına, V. yüzyılın da başlarına kadar kültür büyük ölçüde klasik temellidir. Sayısız aristokrat çevre çeşitli okullar ve bazı manastırların scriptorium'lan belli başlı Latin eserlerinin düzenlenmesini ve aktarımını üstlenirler. Bu dönemden günümüze ulaşmış az sayıdaki derleme arasında Vergilius'un (MÖ 70-19) bazı elyazmaları, Terentius'un (MÖ195/185-y. 159) bir elyazması, Cicero (MÖ 106-43), Genç Plinius (y. 60/61- 114), Lucanus (39-65) ve Ovidius'un (MÖ 43-MS 17/18) eserlerinden bölümler içeren birkaç elyazması eser vardır; bu yazıların büyük ölçüde aslına sadık olması, gelecek nesillere aktarılan klasik eserlerin özgünlüğünü, bu işlemin hangi kriterlere dayandırıldığını ve metinlerin nasıl düzeltmelere tabî tutulduğunu göstermek açısından yeterlidir. Bu dönemde, Augustinus (y. 354-y. 430) gibi büyük yazarların elinin altında devasa kütüphaneler vardır ve klasik edebiyatın kültürel eğitimde önemli bir rol oynadığı inancı devam eder. Ancak Cassiodorus'un (y. 490-y. 583) yazım hataları konusundaki tahammülsüzlüğü ve mendositas codicum [elyazması eserlerin yanlışları] açısından gösterdiği hassasiyet, bu durumun giderek değişmekte olduğunun işaretidir.
Sayfa 588 - ALFAKitabı okudu
Kilise Babaları seks konusunda derin bir nefret sergiler -öyle ki bazıları kendilerini hadım ettirirler- ve kadınlara daima günah kaynağı gözüyle bakardı. Bu mistik kadın düşmanlığı ortaçağ manastırında kesinlikle mevcuttur.
Reklam
Karnaval
Yılda bir defa da olsa, halkın en alt tabakalarının kuraldışı davranma izni verilen karnaval gösterileri ne ılımlı ne de iffetliydi; köylülerin alaya alındığı hiciv yazılarında müstehcen terimlerden veya bedensel ayıpların tasvirinden kaçınılmazdı. Kısacası ortaçağ, erdemli davranış olarak görülen, telkin edilen ve talep edilen ile bazen en ufak bir ikiyüzlülükle bile gizlenmeye gerek görülmeyen gerçek davranışlar arasında sürekli bir çelişkinin yaşandığı çağdır.
Müslümanların, Mozarapların (Araplaşmış Hristiyanlar), Yahudilerin ve Hristiyanların varlığından dolayı Toledo şehrinde üç dilin konuşulu­yor olması, Arap bilgi dağarcığının büyük çaplı tercüme faaliyetlerinin bu şehirde başladığı ve ileri gelen bir kişinin liderliğinde düzenlenmiş bir projenin ürünü oldukları fikrinin yayılmasına neden olmuştur. Bu algı -yine de Toledo'nun bir kültür merkezi olarak önemi hafife alınmadan- bu tezin tarihi açıdan tutarsızlığını göstermiş olan Lorenzo Minio-Paluello, Marie Therese D' Alverny ve Richard Lemay gibi araştırmacıların katkıları sayesinde giderek değişmektedir
Ortaçağ, insanların yakıldığı ateşlerle aydınlanan tek çağ olmamıştır.
''Hıristiyanlık tarihinde kitapların yakılmasından ilk olarak, Aziz Pauvus’un Efes’e yaptığı ziyaretin anlatıldığı Elçilerin İşleri’nde (19:19) söz edilir ve söz konusu kitapların, yüksek ticari değere sahip sihir kitapları olduğu belirtilir.''
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Attila’nın İmparatorluk Hayalleri
Atilla’nın politika değişikliği * Ancak Attila’nın politikalarında başlattığı değişiklik Aetius’un da elini kolunu bağlar. Kralın prestiji, Romalılara egemen olma kabiliyetine doğrudan bağlı olmakla birlikte Roma’dan alınan vergi aynı zamanda krallığın aristokratlarıyla bağlılık ilişkilerini sağlamlaştırmaya da yaramaktadır. 450’li yıllarda
Barbarlar İmparatorluğa Karşı: IV ve V. Yüzyıllardaki İstilalar ve Batı Bölümünün Sonu: * Diocletianus (243-313, 284-305 arası imparator) ile Constantinus (y. 285-337, > 306) dönemleri daha sakin olmakla birlikte bu dönemde Agri decumates ve Dacia terk edilmiştir. Aynı zamanda demografik çöküşü telafi etmek için giderek artan sayıda Barbar, kolon (malik veya laeti) olarak imparatorluk sınırları içerisine yerleştirilirken ordunun “Barbarlaşması” şiddetini artırarak devam eder. Gotlar, 250’li yıllarda sapkın piskopos Wulfila (311-y. 382) sayesinde Aryan Hıristiyanlığı kabul eder ve Aryanlık, Nicaia [İznik] Konsili sonrasında din değiştirecek olan Franklar dışındaki tüm Barbarlar arasında yayılır.''
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.