Bize hiçbir şey yapmadılar-sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz.
Askeri darbe ile bölünen demokrasi tecrübesinde şu ülkenin yalnızca çocukları erken yaşlanmamış, yetişmiş insan kaynakları da hayattan bezdirilip, çökertilmişlerdi.
"Dostlar birbirini satmaz değil mi hocam?"
"Satmaz elbette, satmaması lazım. Ama yiğidim karanlık hep vardır; aranması gereken ışıktır. Söyle ki ışığa gidelim."
Ne davalarımızdan döndük ne de kendimize ihanet ettik; belki insaniyetin ideolojiden evvel geldiğini fark ettik, savunduğumuz fikirleri insaniyet adına savunmayı yeğledik.
"Eğer bu ülkenin yüz sene evvelki sınırlarına bir tek örgü çekilseydi ve 'Bu tel örgünün dışına tarihi eser çıkartılamaz.' yazılsaydı bugün dünya müzelerinin neredeyse yarısı boş kalırdı."
"Bana bak Sado, sana boşuna gerici demiyorlar!"
"Sen ilerici oldun da ne fark etti! Şu anda ikimiz de hergele meydanındayız değil mi? Üstelik tarihle ilgilenmek gericilik değil, ayrıcalıktır ama bunu sen bilemezsin tabii"