Ben ki kiracıyım bir acıya.
Sen imzalarsın sabah akşam
Defterini bensizliğin,
Bense kanla öderim
Kirasını kaldığım evin.
Bir takvimi tersten açardık
Eğer isteseydin.
Sen ey kendiyle yetinen;
Artık suyumuz bulanık,
Bir güneş bile olsa sonunda
Yolumuz kırık, önümüz karanlık
Ve ağır tuğrası alnımızda
Padişah yalnızlığın
Ama yine de umudumuz kalabalık.
…
Dandini dandini dastana
Mandacılar girmiş vatana
Kov Bostancı camızı
Yemesin aşımızı
Elele tutuşa
Dayana dayanışa
Asıl asıl ki özgürlüğüne
Uyansın da büyüsün bebeler nenni
Diyen canların canına okundu
Tekbir getirildi kundaklar kondu
Bir yandan bir yana
Savrula kavrula
Yanyana
Yana yana
Kanlı Sivas ilinde
Madımak Otelinde
Alevlerin dilinde
Uyusun da büyüsün canlar nenni
Uyusun da büyüsün canlar nenni
Meydanı boş buldukta kırk harami
Bir yandan bir yana
Savrula kavrula
Yanyana
Yana yana
Kanlı Sivas ilinde
Madımak Otelinde
Alevlerin dilinde
Uyusun da büyüsün canlar nenni
…
Çoğu Alevi, Sünniler de var aralarında yanıyorlar, yanıyorlardı ve biz seyrediyorduk. Dinciler sevinçten "gluglu dansı" yapıyorlardı Madımak Oteli'nin önünde. Telefona koştum. İsmet Paşa'nın oğlunu aradım. Babası babamı bilirdi, kurtarırsa bir tek o kurtarırdı çocukları... Çıkmadı, bulamadım. Yer yarılmış yerin dibine girmişti sanki soytarı; bunlar hayati anlarda hep kaparlar telefonlarını... Sonra ben de televizyonu kapadım, lanet ettim kendime, Amerikalarda onca yıl, "İslam'da hümanizma" anlatmıştım!.. Televizyonu kapadım günlerce açmadım.
Koyup zarfın içine, üstünü acıyla pulladım
Sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım
Son kuşlarımdı bunlar, dedim telef olmasın
Geçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım
Esti rüzgar bozuk bozuk, örselendi yüreğim
Eksik gedik ne varsa ezberden tamamladım
Bende sönen şavkıması sürsün diye yaşamın
Bu kuşları senin için gözlerimde sakladım
Kim sürmüş Altıok Metin dünyanın sefasını
Kirletilmiş bir zamanı yürürken adım adım