Benim düşmanlığımın tanımı nedir biliyor musun baba?
Urumçi' de adı Muhammed diye öldürülen bebeğin ahıdır. Gulca' da hamile kadınların karınlarından çıkartılan bebeklerin cinsiyetleri üzerine iddiaya girilmesidir. Kaşgar' da sebepsiz yere asılan gençlerimiz ve organları iş adamlarına satılan çocuklarımızın çığlıklarına.. Benim düşmanlığım baba, bu yamyamların öğrenci yurtlarını basmaları, işkence edilen gençlerimizin çığlıklarıdır, ezanımızın yasaklanması ve dini kitaplarımızın yakılmasıdır. Tüm bunlar olurken bu gazeteci bozuntuları neredeymiş baba? Sokakta bir hayvanı vuran kişiye ayaklanan Dünya neden bu topraklar bizlere mezar edilirken susuyor. İşte, benim düşmanlığımın sınırları bunlar baba! Ben, bizden olmayan herkese düşmanım!
Sayfa 134 - Efsus Yayınları- Muhammed İslamKitabı okudu
"Hayat pembe bir masalken hangi yükünü zor taşıdın?
Sor kaçının bi’ suçu vardı, gördü kanın sondajını
Ölüme meydan okuyan Uygur kızına git de sor yaşını
Tanımasan da öğren çocuk, onlar bizim soydaşımız
Urumçi’den habersiz, kader yazıldı kalemsiz
Alın yazında ölüm gökyüzünde dua kamersiz
Mavi tarihinde ay ve yıldız savaş bedelsiz
Katledilen
Ölü Dünya Dirilmeyi Bekliyor
Her yerde insanlar izana hasret
Şehirler, semalar ezana hasret
Kâinat ilâhî düzene hasret
Saf kozalar örülmeyi bekliyor
Nedendir bu uyku, bu zillet neden? !
Hüzün yumağıdır mezarda deden
Mağripten maşrığa tek ruh, tek beden
Doğu Türkistan da zulüm var !
5 Temmuz şehitlerini rahmetle anıyorum !
Zulüm kol geziyor sokaklarında.
Burası Doğu Türkistan bura Urumçi.
Her gün biraz daha işgal altında.
Burası Doğu Türkistan bura Urumçi.
Kızıl Çin' in şimdi yeni icadı.
Abdurahim Heyit - Karşılaşınca
Video link:
youtube.com/watch?v=tYCXrX7...
Seher vakti görünce gözüm sultanını,
Dedim sultan mısın? O dedi yok-yok.
Gözleri ışıltılı , elleri kınalı,
Dedim Çolpan mısın? O dedi yok-yok.
Dedim ismin nedir? Dedi Ayhan'dır,
Didim yurdun nere? Dedi Turpan'dır,
Dedim başındaki? Dedi hicrandır,
Dedim hayran mısın? O dedi
" Osman Batur 17- 18 şubat 1951 de Çin kurtuluş Ordusuna esir düştü. 16 Mart'ta Urumçiye götürüldü. Önce kulakları sonra elleri kesildi. O halde Urumçi sokaklarında dolaştırılırken, ' Ben ölürüm lâkin benim milletim cihada devam edecek ' diye bağırmaktan geri durmadı. 29 Nisanda idam mangası hazırlandı, Allahu Ekber dediği anda kurşuna dizildi. İnsan kafasını fare kafasından ayıran en temel özellik zâlime karşı duyduğu öfkedir. Küfre öfkesi olmayan bir imân sînede yük, ahirette vebaldir. Çocuklarımıza küfre karşı öfke duymayı hakikat olarak öğretelim ki ZALİM'e dost değil, Osman Batur gibi hasım olsun. "
Kaynakça; Ömer Kul, Osman Batur, Hızır Bek Gayretullah, Altaylarda Kanlı Günler, İstanbul 1977, Halife Altay, Anayurttan Anadoluya, Ankara 1981, İsa Yusuf Alptekin, Doğu Türkistan Davası, Istanbul 1981, Beymirza Hayit, Türkistan Devletlerinin Milli MüKitabı okudu
Ne kadar acı bir gerçek dimi bağır çağır sus...
Yok efendim yok! bu sefer olmaz bu sefer susmak yok sağır olana kadar dünya. Bu yürek vurdukça diz vurup haykıracağız. Bir Urumçi için haykıracağız, oradaki gardaşlarımız için, soydaşlarımız için, bir de bu tarafta ki din kardeşlerimiz Filistin ve bütün mazlum insan ırkı için... Ve en önemlisi de çocuklar için. Çocuklar ölmesin..
Yanar Bosna-Hersek, Karabağ, Keşmir
Sonra Kıbrıs, Lübnan sayamam bir bir
Aklıma Abhazya, Urumçi gelir
Türk birliği kurulmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor!
SELAM OLSUN!
"Osmanlı'nın artığısınız dediklerinde kahroluyorum" diyen Kerküklü Filistinli nineye;
"Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz?" diye haykıran Şamlı dedeye;
"Bu vazifeyi Yavuz Han verdi, 500 yıldır İstanbul'u bekliyoruz" diyen Halepli Türkmene;
Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam"
Yanar Kudüs, Doğu Türkistan,
Arakan, Yemen, Âlem-i İslâm
Aklıma Keşmir, Urumçi gelir
İslâm birliği kurulmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.
Abdulkadir Çelebioğlu
[
Abdurrahim Karakoç'un "Gençliğe Mesaj" şiirine nazîre olarak kaleme alınmıştır.]
Diyecektim ki, pembe badanalı evinizin balkonundan güneş çekilmiş. Beyaz boyalı pencere pervazları şafağı unutmuş. O şafakları hatırlıyor musun? Saat onsekiz sularında yanaklarımızı al al eden, damarlarımızdaki kanı coşkun ırmaklar gibi akıtan şafakları... O utangaç şafaklar çekip gittiler. Nereye gittiler, hangi tepelerin ardına sindiler bilmem? Bu şafaklara artık lâyık değiliz. Gitsinler, Kerkük akşamlarına hoyrat söylesinler, Urumçi tepelerine çıkıp, Uygur kızlarına el etsinler. Biz bu şafaklara lâyık değiliz.
Hayat pembe bir masalken hangi yükünü zor taşıdın
Sor kaçının bi' suçu vardı gördü kanın sondajını
Ölüme meydan okuyan Uygur Kızı'na git de sor yaşını
Tanımasan da öğren çocuk onlar bizim soydaşımız
Urumçi'den habersiz kader yazıldı kalemsiz
Alınyazında ölüm gökyüzünde dua kamersiz
Mavi tarihinde ay ve yıldız savaş bedelsiz
Katledilen kefensizdi katledense kedersiz...
💔🦋🍂
Gök onun kadar derin, o gök kadar berraktı. Biraz sonra nazik ay bizi yalnız bıraktı. #urumçi
Urumçi ve Arakan
TÜRKİSTANA GÖÇ EDELİM
Ağlar anam ağlar bacım
Varıp Çin’i hiç edelim
Dinmez yüreğimde sancım
Türkistan’a göç edelim
Yanmasın minik yürekler
Gardaş bizden medet bekler
TÜRK MİLLETİNE ALPERENLİK GÖREVİNİ HATIRLATMAK
Bugün Halep'e, İdlip'e, Kerkük'e, Kırım'a, Urumçi'ye sahip çıkarak, milletimizi tüm samimiyetimizle kucaklayarak Allah'ın ipine sımsıkı sarılma sevdasıyla devraldığımız Alperenlik ahlakı ve sancağını hakkını vermeye çalışıyoruz. Selam olsun Alperence yaşayıp Muhsince ölenlere. Selam olsun devraldığı sancağı sımsıkı kavrayanlara, Nizamı Alem neferlerine...
(Temmuz-2019)
Sayfa 133 - ÇınaraltıKitabı okudu
