Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlban

İlban
@uvercinka_
deriden bir asfaltta, düşe kalka.
"Elbette hırpalanmıştır, hepimiz seçtiğimiz yaşamların içinde farklı biçimlerde hırpalanmıyor muyuz sanki?"
Reklam
~giden olmaya övgü
"Kalmak, sinsi bir kaderin sahibinin eline tutuşturduğu intihar silahı gibidir; âciziyyetin doruklara ulaştığı bir hiçlik hali. Rüyasında koşan bir kötürümün uyanışı kadar ağır ve kaçışı imkansızdır. Zaman büyüteç merceğinden görünür kalanlara, her şey ağırlaşır, buharlaşır ve dolaşır. Yorganın altındaki karanlık gibi sınırsızdır kalma hali, bir adım dahi ilerlemeden içinde öylece duran, geceyi uzatan uykusuzdur kalan."
"Evvel zaman önce delinin biri bir kuyuya taş atmış su bulanmıştı. İç içe büyüyen halkalar tek bir taşın yaratısıydılar, en geniş halkadan en darına kadar hepsinin kaynağı birdi. Savaşlar da böyleydi; kocaman ülkelerdekiyle bir kasabadakinin, küçük bir evin içindekiyle tek bir kimseninkinin yoktu birbirinden farkı. Su bulunsa ya da kurusa bile değişmeyecekti; elbet her canlı düşecekti kendi kuyusuna."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
~yarım kalan an'dan
"Pencere önündeki sofrada çaylar bardaklarında soğumuş, lokmalar yarım bırakılmıştı. Sofranın bu hali her şeyin bir anda nasıl dağıldığını resmeder gibiydi. Yaz kahvaltılarından alınan neşe, sadece turistlere nasip oluyordu, bazı insanlar dünyaya turist olarak geliyor ve yaşam onların memnuniyeti için debeleniyordu, hassas bir ev sahibi gibi varını yoğunu önlerine döküyordu adeta. Oysa dünyaya yetim olarak doğanlar ve bazı başkaları ki bunlar çoğunluktu, yeryüzünün yerlileriydiler. Bir yerli bir başka yerlinin sofrasını işte böyle dağıtır. Turistlerse evlerinden uzakta olan her türlü dağınıklığın üzerinden böyle rahatlıkla atlayıp geçerler."
"Bir yazar gelse, kapıdan içeri girse, karşımızdaki koltuğa otursa ve şöyle dese: - Size yeni bir hayat yazmamı ister misiniz beyefendi/hanımefendi? - İstemez olur muyum yazar bey/hanım. Ama söyleyin kuzum, yazdığınız bu yeni hayat inandırıcı olacak mı? - Pek tabii. - Peki siz yazdıktan sonra ben onu gerçekten yaşamış olacak mıyım? - Pek tabii. - Peki, peki. Siz bana yeni bir hayat yazdıktan sonra eski hayatım ne olacak? - Siz ne olmasını isterseniz. Gökte yıldız? Deniz dibinde kabuk, ağaç dalında yaprak ya da bağırsakta solucan. İsterseniz çöpe atarız eski hayatınızı, isterseniz toprağa gömeriz. Yakabiliriz isterseniz, küllerini denize, kuma, göğe, kuyuya, dağa, taşa, ormana serpebiliriz. Ya da yersiniz külleri. Suya karıştırıp, çorbaya katıp, reçelin üstüne serpip, tavuğun suyuna banıp. Hayat sizin değil mi hanımefendi/beyefendi? Ne dilerseniz o olur."
Reklam
"Gerçek şimdi kurtlanmış bir kuş ölüsü. Kurtları yine kuşlar yiyor. Gerçek dönüşüyor. Kuşlardan kurtlara; kurtlardan yine kuşlara."
"Dünya neden dönüyor onu da bilmiyor. Kimlerin hayalleri döndürüyor bu dünyayı, kimlerin rüyaları gerçekleşiyor, hiç ama hiç bilmiyor. Gözlerini kapatmaları yasaklanmalı bazı insanların. Hayalleri deşilmeli. Zihinleri zincirlenmeli. Bir yaratıcı yok, bin yaratıcı var. Bir tanrı yok, bin tanrı var. Herkesin kendi tanrısı var; herkesin kendi düşü var ve her tanrı her şeye muktedir."
"Dünya telve lekeleriyle dolu dev bir fincan. Binalar devasa dağlar gibi. Her sokak kapalı, açık, uzun, kısa yolların işareti. Zaman dediğin üç vakte kadar, beş vakte kadar..."
"Kimin kim olduğunu asla bilemediği bir dünyaya doğuyor her çocuk. Her kader kimliksiz ve sinsi ve tehlikeli insanların arasında körlemesine bir yolculuk. O yüzden hiç iyileşmeyen yaralarla dolu her yanımız."
"Hiç, diyor büyük kanatlı siyah kuş, daha gözüpektir hepten."
Reklam
~kendime.
"Bir yazarın üçüncü gözü hiç kamaşır mı? Kamaşıyor. Gerçeği göremeyecek kadar kamaşıyor."
~bir anının tesiriyle; söz bitince vakte eklenen "öyle"lere, 27622
"Susuyorlar. İkisi de susuyorlar. Karşılıklı susmak bazen karşılıklı konuşmak kadar kıymetlidir. Suskunluklarında bir sulh isteği. İkisi de birbirlerine, kendilerine ait önemli bir şeyin diğerinde olduğunu hissettiriyor..."
~hepyek
"...Niyet etmedikleri dünyanın falına gaipten işaretlerle bakanlardan korkmazlardı. (...) Dinlerken içip ağlamak için kaset alan babalardan... Ve dinlediği en dertli şarkı babası olan çocuklardan... Korkmazlardı. Zira babalar kaybetmenin gayrı resmi tarihiydi. (...) Ve Kalan Müzik arşivinde mahsur kalmayı hayal edenlerden... (...) Ve dilini bildikleri sokaklara geceleri girmekten korkmazlardı. Bazı sokaklara girmekten, bazı kavgalardan, bazı insanlardan, bazı aşklardan korkarlardı. (...) Duvara Karşı filminde, mutsuzken başını ruh hâlini düşünemeyeceği kadar büyük bir belaya sokmak için taksicilerle küfür kâfir dalaşan Sibel olmaktan korkmazlardı. Bıçaklanmaktan? Eh. (...) Korkmamış ama sönmüşlerdi. Yine de olsun be, kaybetmek sinematografikti. Bir hayatın kaybedeni olarak bir filmin kahramanı olmaktan korkmazlardı. Kimsenin kurmadığı bir çetenin üyesiydiler. Birbirlerinden, korkmazlardı.
~belki de dünyanın en güzel manzarası
" - Sana bir şey söyliyim mi? İstanbul'un en güzel deniz manzarası burda. Neden dersen, biz denize burdan bakıyoruz."
Sayfa 109Kitabı okudu
"...bu kadın, hayatı daha yaşarken hikâyeye yakışmayacak kısımlarını montajda atıp birine anlatmak üzere kurguluyor."
Sayfa 100Kitabı okudu
~sait faik'in dört zait öyküsüne mahcup bir selam olan bulyon'dan
"Mümkünse, sırf kendini Sait Faik hikâyelerinden birinin kahramanı gibi hissetmek için bugün şehri dolaşmayı iş edinmiş bir havası olacak."
Reklam
~ağlamadan anlatmam lazım
"Kabustan da beter: Gerçek." "İnsan şu merdiven altına bez mez atar ki biri ağlarsa gözünün yaşını silsin."
"Ölüm varlığı kanıtlamakta, yaşamdan daha kuvvetliydi bu âlemde."
~feliçita öyküsünden
"Kazanmak için değil, ölmemek için yaşıyorlardı. Varmak için değil, duracak yerleri olmadığından az gidiyor uz gidiyor, şimdi yağmur altında ıslandıkları bu dünyayı bir hane değil saçak altı olarak kullanıyorlardı."
~bir başka tepeden...
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Nice revnaklı şehirler görülür dünyada, Lâkin efsunlu güzellikleri sensin yaratan. Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan."
İstanbul şairinden Aziz İstanbul.Kitabı okudu
Mutluluğu bekleyip, bekleyip sonunda dayanamayıp evden kaçıp gittiğinde hemen ertesi gün mutluluğun o müthiş haberi senin ardında bıraktığın eve varır ama artık çok geçtir.
"Kendi payına düşeninin ne olduğunu açıkça anlayıp kabul ettiğin anda sakin, yeni bir ben doğuyor belki de..."
Reklam
"Şimdi, şimdi, şimdi diye daha parmakla gösterirken 'şimdi' uzaklarda kaybolup yeni bir 'şimdi' geliyor."
"... geçmişte yaşananlar, geçmişte kalan insanlar hemen yanı başımda sanki."
Kuşların gölgelerini bile en ince ayrıntısına kadar yansıtan. Bir sürü güzel gözlü insanla tanışmak istiyorum.
"Burnunu göremeseler de, ağzın gizlenmiş de olsa, gözlerin onlara bakanı daha güzel yaşamaya heveslendiriyorsa yeter bence."
"Uğruna hapislere girdiğimiz o ülke her geçen gün daha da çok yabancılaşıyordu bize. Umudumu kaybettikçe başka bir ülke doğuyordu içimde."
Reklam
"Öyle günlerdi, onları savunan bir gazete okuyana dahi umutla bakan bir gençlikti."