Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan...
23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı… Dünün ve bugünün büyükleri, çocuklara nasıl bir dünya, nasıl bir Türkiye bıraktılar ve bırakıyorlar? Kanlı kaldırımları ile mutlu Türkiye; tamtakır hazinesiyle güçlü Türkiye; avuçiçi ülkelere el açan ekonomisiyle büyük Türkiye!..
Öyleyse çalsın mızraklar, bandolar; öyleyse çocuk balolarında sevinç
Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.
"Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar.
Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar."
Yıllardır Türkiye’yi yönetenler kendilerince bir “resmi” devlet görüşü saptamışlardır.
Bu görüş, özgürlüklerle değil, yasaklarla oluşturulmuştur. Üç-beş yazar, beş on öğrenci ve işçi cezaevine kapatılırsa, “milli bütünlük” sağlanmış olur.
''Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.''
''Bir ulus, ne kadar okuma-yazma, öğrenme, araştırma eğilimde ise, o kadar sağlam, o kadar hoşgörülü ve demokrat yapıda olur.''
Ne kaldı Atatürk’ten bugüne kadar ne kaldı?
Nato’suyla, Cento’suyla, ikili antlaşmalarıyla, Amerikan üstleriyle üzerine ABD ipoteği konulmuş ülkemizde Atatürk’ün “tam bağımsızlık” ilkesinden söz edebiliyor muyuz?
Millet düşmanlarının milliyetçi, Atatürk düşmanlarının Atatürkçü, halk düşmanlarının halkçı sayıldığı bir ülkede gerçek milliyetçilere düşen görev, korkmadan, yılmadan, usanmadan Türk halkının çıkarlarını savunmaktır. Bu memleket, yabancı sermaye uşaklarının, din sömürücülerinin, siyâset demirbaşlarının değil; tüm Türk halkınındır.
Sayfa 40Kitabı okudu
küçüklüğümüzde 23 nisan günleri, ankara'da devrim ilkokulu bahçesinde siyah önlüklerimiz, beyaz yakalarımızla toplanıp, "bugün 23 nisan neşe doluyor insan" diye diye ulus alanı'ndaki atatürk anıtı'na doğru yürürdük hep birlikte.
bugün 23 nisan, neşe doluyor insan...
bugün, ulusal egemenliğimizin kurulması yolunda atılan en güçlü
Yıllardır Türkiye’yi yönetenler kendilerince bir “resmi” devlet görüşü saptamışlardır.
Bu görüş, özgürlüklerle değil, yasaklarla oluşturulmuştur. Üç-beş yazar, beş on öğrenci ve işçi cezaevine kapatılırsa, “milli bütünlük” sağlanmış olur.
Uyan uyan Gazi Kemal, şu feleğin işine bak, işine bak
Ve türkü söylerken, her nedense her zaman yaptığı gibi,
sesini incelterek marş okuyor genç Türk köylüsü :
"Ankara'nın taşına bak,
gözlerimin yaşına bak..."
Sayfa 570
"Türk vatandaşı;
İsviçre hukukuna göre evlenen,
Alman Ceza Usulü'ne göre yargılanan,
İtalyan Ceza Kanunu ile cezalandırılan
Fransa idare hukukuna göre idare edilen
ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir."
"Din sömürüsünün sonu yoktur, bu kapıyı bir kez açtınız mı, dince kutsal sayılan ne kadar kavram varsa siyaset sahnesinin malzemeleri olur... Bundan zarar görecek olan dinin kendisidir... Gerçek Müslümanlar ise bu sömürüye olanca güçleri ile karşı çıkanlardır..."
[ Cumhuriyet, 16 Mart 1984 ]