Rasyonel Uygarlığın Materyalist Kökenleri
İlk bakışta bilimsel ve rasyonel olarak görünen uygarlıkların, tarafsız bir eleştiri ve önyargısız bir teste tabi tutulduklarında, aslında materyalist bir öze sahip oldukları görülür. Dünya uygarlıkları arasında en aldatıcı ve en sinsi uygarlık, çağdaş Batı uygarlığıdır. Güçlü illüzyonist propagandaları sayesinde kendisini insanlık tarihinin en
Sayfa 62 - MahyaKitabı okudu
Bizans Tıbbı
Oribasios'un Tıp Kolleksiyonu adlı ansiklopedisinin amacı, girişte o kadar güzel açıklanmıştır ki, bu girişi aynen vermek en iyi yol olacaktır: "Otorite Julian, Batı Galya'da[111] kalışımız sırasında, sizin tanrısallığınızın hazırlamamı emretmiş olduğu ve Galen'in eserlerinden son derece yararlandığım tıp özetini tamamlamış bulunmaktayım. Bunu methettikten sonra beni, en iyi tıp kitaplarında bulunan en önemli bütün bilgiyi ve tıbbın hedefine ulaşmasına katkıda bulanan her şeyi araştırmaya ve biraraya toplamaya yönlendirdiniz. Böyle bir kolleksiyonun çok faydalı olacağına ikna olduğum için bu işi memnuniyetle üstlendim... Hem iyi biçimde yazmış olan yazarlardan ve hem de titiz biçimde yazmamış olanlardan alıntı yapmak lüzumsuz ve hatta manasız olacağından, materyalimi yalnızca en iyi yazarlardan, hiç bir şey atlamaksızın toplayacağım; nitekim ilkin Galen'den malzeme aldım ve kendi telifimi onun üstünlüğü gerçeğine dayandıracağım; Galen en iyi yöntemleri ve en açık tanımları kullanmıştır; çünkü o Hippokrat'ın prensiplerini ve görüşlerini izler. Şu sırayı benimseyeceğim: Hijyen (hıfzısıhha) ve terapatik, insanın tabiatı ve yapısı; sağlığın korunması ve iyileştirme, teşhis ve tedavi; hastalıkların ve arazların düzeltilmesi, vs."
Sayfa 117
Reklam
Platon Akademesi
Akademi'nin parlak bir matematik okulu olma özelliğinin kalmadığı açıktır. Hocaların ve öğrencilerin büyük çoğunluğu yalnızca Yeni Platoncu aritmetik ile, yani sayı mistisizmi ile ilgileniyorlardı. Mamafih, Larissalı Domninos bu akıma karşı tepki göstermeye ve Öklidçi sayılar teorisini canlandırmaya çaba harcamıştı. Akademi'nin varlığını sürdürdüğü dönemin son yüzyılında en büyük başhocası Proklos idi. Proklos menşe olarak Likyalıydı;[101] ama Bizans'ta doğmuş, İskenderiye'de öğrenim görmüştü; ancak Hypatia'nın bilgeliğinin kaynaklarından yararlanmak için artık çok geç olduğu için Atina'ya döndü ve 485'de ölünceye kadar Akademi'nin başhocalığını yaptı. Proklos'u en büyük methiyelerle yüceltmek isteyen kimseler ona "Yeni Platonculuğun Hegel'i" lakabını verdiler; o, felsefe, astronomi ve matematikle ilgilendiği halde, bir filozof olarak, bir astronom ya da matematikçi olduğundan muhakkak ki çok daha etkiliydi. Ama yine de Batlamyus astronomisine yazmış olduğu giriş ve Elementler'in I. kitabına yaptığı şerh için ona minnettarlık borcumuz var. Bu şerh, Öklid'in kaynaklarının tarihi açısından oldukça değerlidir; bize ulaşan malumatın çoğu iki Rodoslunun, Eudemos (M.Ö. IV-2) ve Geminos'un (M.Ö. I-1) kayıp eserlerinden elde edilmiştir. Proklos olmasaydı, bizim antik geometri hakkındaki bilgimiz, olduğundan çok daha fakir olurdu.
...meşhur İskenderiyeli baba kızı, Theon (IV-2) ve Hypatia (V-1)'yı inceleyelim; her ikisi de Müze'de hocalık yapmışlardı. Theon Öklid'in Elementler'ini ıslah etti ve Almagest üzerine çok ayrıntılı bir şerh yazdı; Batlamyus'un kurduğu altmışlık kesirleri geliştirdi. Hypatia ise babasının Öklid'in III. kitabı üzerine yapmış olduğu şerhi ve müteakiben Almagest şerhini düzeltti. Hypatia babasınınkinden daha ziyade Mezopotamya yöntemlerine yakın olan altmış tabanlı bölmeye ilişkin yeni bir yöntem geliştirmiş olabilir; ancak bunun ne kadarının kime ait olduğunu kesin olarak bilmek mümkün değildir. Hypatia'nın Apollonios, Batlamyus'un Kanun'u (Kronoloji) ve Diophantos üzerine şerhlerinin hepsi kayıptır; ancak Kireneli Synesios'un (V-1) [96] yazmış olduğu şükran dolu mektupları ve hepsinin ötesinde, 415 yılında işkence yapılarak öldürülüşü onu ölümsüzleştirmiştir. Hypatia, ilk bayan matematikçi ve bilimin ilk şehitlerinden birisi olma gibi iki şerefe ulaşmıştı.
Sayfa 109
Pappos'un şu meşhur problemini burada görmekteyiz: "Bir düzlemde birkaç doğru parçası verilsin, bu doğru parçaları ile belli bir açı oluşturacak biçimde bir noktadan başka doğru parçalarının çizilmesi halinde, belli dilimlerin çarpımlarının, geriye kalan dilimlerin çarpımına orantılı olacak şekilde, bu noktanın yerinin bulunması". Bu problemin kendisi çok önemlidir; ancak daha da büyük önemi, Descartes'in zekasını harekete geçirmiş ve onun (1637) kitabında açıkladığı koordinatlar metodunu bulmasına yol açmış olmasıdır. Bir tohumun onüç yüzyıldan daha fazla uykuya yattığını ve ondan sora da fevkalade bir çiçeklenmeye, yani analitik geometrinin ortaya çıkışına yardım ettiğini düşünün! Bir başka önerme de ağırlık merkezi metodunun tohumu olmuştu; bu önerme Guldin teoremine eşdeğer bir teoremi ispatlar: "Eğer bir yayın kuşattığı bir düzlem bir eksen etrafında döndürülürse, bu dönüşle elde edilen hacim, ağırlık merkezinin çizdiği yolun uzunluğu ile alanın çarpımına eşit olacaktır". Cizvit papaz Paul Guldin bu teoremi 1640 yılında daha açık bir biçimde yayınlamıştır.
Sayfa 107
Michio Kaku
1500 yılında dünyayı ziyaret eden ve bütün büyük uygarlıkları gören mars gezegeninden bir yabancı olsaydınız, en sonunda hangisinin dünyaya hükmedeceğini düşünürdünüz? Bu sorunun cevabı kolay olurdu: Avrupalı olmayan herhangi bir uygarlık. Doğuda, varlığını binlerce yıldır devam ettiren büyük Çin uygarlığını görürdünüz. Çinlilerin öncülük ettiği
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.