Bilimsel mantığın abc'si bizden, tarih boyunca kimseye inançlarından ötürü "yukarıdan" bilgi (ve afet) inmediği ve böylesi bir yargının ancak cahil insan fantezisi veya yığınları denetim altında tutmaya yönelik, siyasal ve ideolojik bir yaklaşım olabileceğini kavramamızı bekler. Bilim, bilginin ancak ve ancak bilimsel yöntemle ve her türden önyargıdan uzak bir çabayla ve maddi koşullarının oluşmasına bağlı olarak elde edilebileceğini öğretir.
Şeriatçı mantığa sahip toplum ve ülkeler; kültürel, bilimsel, teknolojik, hukuki bütürılük içinde tanımlanacak çağdaş
uygarlık düzeyinin dışında kalmış ve bütünüyle bağımlılık ve gerilikle tanımlanabilecek durumdadır.
"Uygarlık konusundaki bakış açımızı özetleyelim," diyordu bir bilim adamı, bir heykeltıraşın eğitimi konusuyla ilgili tartışmayı insanlığın ilk günlerine ve ilkel toplumlara kadar götürerek. "Ulusların oluşumunda kaba kuvvet önemli bir rol oynadı; ardından toplulukların gelişimiyle, yönetici sınıflar ellerinden geldiğince bu ilkel gücü parçalamaya giriştiler. İlkçağda iktidar din adamlarının elindeydi, rahibin bir elinde buhurdanlık, bir elinde kılıç vardı. Daha sonraları güç ruhban sınıfı ve kral arasında paylaşıldı. Günümüzde uygarlığın son aşamasına ulaşan toplumumuz gücü sanayi, düşünce, para ve sözcükler arasında bölüştürdü. Tek bir elde toplanmayan iktidar hiç durmadan, önünde çıkar dışında bir engel bulunmayan toplumsal çözülmeye doğru ilerliyor.
Sayfa 55 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
Modern hayatın hammaddesi ne demir, ne petrol, ne kömür, ne de kauçuktur; kağıttır. Her gün, koskoca ormanlar, ne ağaç kadar sağlam ne de onun kadar dayanıklı bir maddenin büyük miktarda üretimi için balta altında yok edilmektedir. Eğer kağıtçılar kapansa, uygarlık felce uğrar. Eski zamanlarda paralar madendi, belgeler tirşeye yazılır, yahut doğrudan doğruya mermer ve tunç üzerine kazınırdı. Aşurlularla Babilliler kitaplarını tuğlaya yazarlardı. Bugün dayanıklı, devamlı hiçbir şey yok. İnsanların hakları ve malları, bilim ve sanat hazineleri, çürüyen ve yanan maddelerden ibaret. Bir parça odun hamuru ile bir parça zamka emanet ediliyor. Nem, ateş, böcekler, güveler, fareler, dünyada bizim için en kıymetli ne varsa, hepsinin içinde yazılı bulunduğu bu muazzam kağıt yığınını mahvedip ortadan kaldırabilirler. Acaba bu, geçici olduğunu bilen bir uygarlığın sembolü müdür, yoksa kayıtsız bir aptallık mı?
Güneş sistemimizdeki herhangi bir gezegende gelişmiş bir teknik uygarlık bulunduğunu sanmıyoruz. Bizden 10.000 yıl gerideki bir teknik uygarlığın teknolojisi hiç de ileri sayılamaz. Bizden az ileri bir teknik uygarlık varsa bizler Güneş sistemini keşfe çıktığımıza göre, o uygarlığın temsilcilerinin şimdiye dek yeryüzüne inmiş olmaları gerekirdi. Öteki uygarlıklarla haberleşebilmek için yalnızca gezegenler arası uzaklıklar için değil, yıldızlar arası mesafelere de uygun düşen bir iletişim yöntemi bulmalıyız. Bu yöntemin ekonomik bakımdan ucuz olması, bu sayede büyük miktarda bilgi gönderip getirebiliriz. Hızlı olmalı, çünkü bu sayede yıldızlar arası bir diyalog mümkün olabilir. Bu haberleşme yönteminin izlemesi gerektiği yol ne olursa olsun, herhangi bir teknolojik uygarlık bu yolu bulacaktır. Büyük sürpriz: Böyle bir yöntem bulunmuştur bile ve adı radyoastronomidir.
Sayfa 314 - On İkinci Bölüm - Gök Kıtası AnsiklopedisiKitabı okudu
Biz, tüm teknik uygarlıkların ortak bir dili bulunduğu kanısındayız. Bu ortak dil, matematik ve bilimdir. Doğa yasaları her yerde aynıdır. Uzaktaki yıldızlarla galaksilerin tayfları Güneş'in ya da ona göre hazırlanmış laboratuvar deneylerindekilerin aynıdır. Evrenin her yerinde aynı kimyasal elementlerin varlığının yanı sıra, atomların radyasyon emiş ve yayışında geçerli kuantum mekaniği de her yerde aynıdır. Birbirinin yanından geçerek dolanan uzak galaksilere egemen çekim gücü fiziği yasalarının aynısı, yeryüzüne düşen elmaya ya da yıldızlara doğru yol alan Voyager uzay gemisine de egemendir. Yükseliş halindeki bir uygarlık tarafından anlaşılması için gönderilen yıldızlar arası bir mesaj kolaylıkla deşifre edilebilir.
Sayfa 314 - On İkinci Bölüm - Gök Kıtası AnsiklopedisiKitabı okudu
Pappos, Öklid ya da Batlamyus gibi bir hoca değildi; ama bütün Yunan matematiğinden haberdar olan ve kendine mahsus biçimde Yunan matematiğini özetlemeye çalışan âlim bir kişiydi.