İlk okuduğum talihsiz kitabı ile hakkında olumsuz düşüncelere kapıldığım Alman filozof, bu eseri ile biraz sevdirdi kendisini :)
Kitap altı bölümden oluşuyor.
Temel bölümlendirme, Bir Kimsenin Ne Olduğu Üzerine, Bir Kimsenin Neye Sahip Olduğu Üzerine, Bir Kimsenin Neyi Temsil Ettiği Üzerine, Öğütler ve Özdeyişler, Yaşam Çağlarının Farklılığı
Ne olmak istediğimi bilmiyorum ama ne kalmak istediğimi çok iyi biliyorum. Ben insan kalmak istiyorum. Doğdugum günkü gibi temiz ve duru olmak istiyorum. Kötü düşüncelerden ırak, saf duygularla bezeli bir insan hayal ediyorum. Sonra diyorum ki sen iyi olsan ne çıkar, çevrendekiler kötü olduktan sonra. Üzüm üzüme baka baka kararır da kalp kalbe bakarak kararmaz mı? Tek başına iyi olmak yetmez. Hem onlarca kötülük içinde iyi olan da sevilmez. Kötü kalplilerin iyi kalplilere tahammülü yoktur. Ya onlar gibi kötü olacaksın ya da yok olacaksın.
Ne olmak istediğimi bilmiyorum ama ne kalmak istediğimi çok iyi biliyorum. Ben insan kalmak istiyorum. Doğduğum günkü gibi temiz ve duru olmak istiyorum. Kötü düşüncelerden ırak, saf duygularla bezeli bir insan hayal ediyorum. Sonra diyorum ki sen iyi olsan ne çıkar, çevrendekiler kötü olduktan sonra. Üzüm üzüme baka baka kararır da kaip kalbe bakarak kararmaz mı? Tek başına iyi olmak yetmez. Hem onlarca kötülük içinde iyi olan da sevilmez. Kötü kalplilerin iyi kalplilere tahammülü yoktur. Ya onlar gibi kötü olacaksın ya da yok olacaksın.
Gülmek insana iyi gelir. Mutlu ve neşeli hissetmek için illa ilk kahkaha atanın biz olmamız da gerekmez. Beynimizin farklı yerlerinde bulunan ayna nöronlar sayesinde etrafımızdakiler duygularından ve hareketlerinden etkileniriz. Bu doğal bir şekilde olur. “Üzüm üzüme baka baka kararır “ , Körle yatan şaşı kalkar” gibi atasözleri bir anlamda bize aynen nöronların gördüğü işlevi anlatır. etrafımızda gergin insanlar varsa bu bizi de etkiler. Gülmenin bol olduğu neşeli bir ortamdaysa bu da bizi etkiler. Duygular bulaşıcıdır.
Ey îmân edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun!.." (et-Tevbe, 119)
Dikkat edilecek olursa Cenâb-ı Hak, bu âyet-i kerîmede kullarına, "Sadık olun!" buyurmamış, takvânın muhafazası için "sâdıklarla beraber olmayı" emretmiştir. Çünkü sâdık olma yolunda atılacak ilk adım, sâdıklarla beraber olmak, yani onlarla muhabbetli bir ünsiyet içinde bulunmaktır. Sadık olmak, bu durumun tabiî bir netîcesidir. Nitekim "Üzüm üzüme baka baka kararır." sözü de, bu hakîkatin bir ifâdesidir.
"Ne olmak istediğimi bilmiyorum ama ne kalmak istediğimi çok iyi biliyorum. Ben insan kalmak istiyorum. Doğduğum günkü gibi temiz ve duru olmak istiyorum. Kötü düşüncelerden ırak, saf duygularla bezeli bir insan hayal ediyorum. Sonra diyorum ki sen iyi olsan ne çıkar, çevrendekiler kötü olduktan sonra. Üzüm üzüme baka baka kararır da kalp kalbe bakarak kararmaz mı? Tek başına iyi olmak yetmez. Hem onlarca kötülük içinde iyi olan da sevilmez. Kötü kalplilerin iyi kalplilere tahammülü yoktur. Ya onlar gibi kötü olacaksın ya da yok olacaksın.
Dünyaya insan geldik, insan kalamıyoruz.
Bu zamanda insan kalabilmek ne büyük meziyet."
Ne olmak istediğimi bilmiyorum ama ne kalmak istediğimi çok iyi biliyorum. Ben insan kalmak istiyorum. Doğduğum günkü gibi temiz ve duru olmak istiyorum. Kötü düşüncelerden ırak, saf duygularla bezeli bir insan hayal ediyorum. Sonra diyorum ki sen iyi olsan ne çıkar, çevrendekiler kötü olduktan sonra. Üzüm üzüme baka baka kararır da kalp kalbe bakarak kararmaz mi? Tek başına iyi olmak yetmez. Hem olunca kötülük içinde iyi olan da sevilmez. Kötü kalplilerin iyi kalplilere tahammülü yoktur. Ya onlar gibi kötü olacaksın ya da yok olacaksın.