Kitap kapağındaki "Bu ikilinin şimdiye kadar yazdığı en iyi romantik komedi." cümlesi beni kandırdı galiba. Tatildeyken komik bir o kadar da beni yormayacak kitaplar okumayı severim. Bu kitabı da listeme eklerken hoş zaman geçirmeyi istemiştim ama olmadı. Çünkü kitap çok zorlamaydi. Karakterlerimiz yakın arkadaştı ancak aralarındaki ilişki beni kendine çekmedi, hiç meraklandirmadi. Arkadaş grubundaki diğer kişilerin hikayeye katkisi sadece kahramanlarımız kendini yalnız hissetmesin diyeydi herhalde. Çünkü hikayeye başka katkıları yoktu. Kızımız kendi hayatindan bahsetmeyi sevmiyor çünkü bahsedecek bir konusu yok. Hasta babası ile ilgilenmeyen, kardeşini yalnız birakan biri ailesiyle ilgili ne anlatacak ki zaten. Onun dışında da hep bir aradalar özel ne gibi bir durumu olabilir ki. Uzun lafın kısası paramız ve zamanımız kiymetli. Onları daha güzel degerlendirmek gerekiyor
Yarım Gecelik AşkChristina Lauren · Yabancı Yayınları · 2023243 okunma
Kitap cadıların iblis olarak görüldüğü bir evrende geçiyor. Ana karakterimiz Lou bir sebepten dolayı yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmış bir cadı. Yaşamını Cesarine şehrinde hırsızlık yaparak geçiren Lou, bir gün çok değerli bir yüzüğü çalmaya çalıştığı esnada cadı avcıları tarafından suç üstü yakalanıyor. Lou, onları kendisinin sıradan bi
zorba patronuma kışkırtma (az kalsın kovuluyordum)
bol spoili yazı olacak ona göre
patron-eleman ilişkileri beni sarmıuormuş kitabı okurken onu fark ettim. ilişki açığa çıkınca hep bi laf eden oluyo ve karakterler de inatla işi bırakmıo. ama burda allahtan kız o kadar mal değilmiş üstesinden iyi geldi.
ya bu kitap okuduğum son 3-4 kitaba göre daha uzundu (bnim için daha ii tabii) ama yani
İlksöz: Hayatlar hep eksik, hep yarım. Hiçbir zaman tam olmayacak da.
Avukat Yusuf'un kapısı gecenin bir saatinde çalar. Gelen, 25 yıldır ne arayan ne de soran babasıdır. Önce annesini terketmiş, 15 yaşındayken de onunla tüm iletişimini kesmiştir. Gecenin bu vaktinde kapısında gördüğü babasının şaşkınlığı ile onu içeri davet eder Yusuf.
Uzun lafın kısası, masum ve günahsız birine eziyet çektirmek yerine onun içine nefret tohumları ekmek çok daha önemliydi. Hele koca bir toplumun içini kin ve nefretle doldurmaktan daha büyük başarı yoktu.
"Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey.
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana.
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum."
Selam #nazımhikmet i anlatan bir kitaba onun dizeleri ile başlamasam olmazdı. Öyle büyük bir yetenek ki!! Her şiiri ruhumu derinden etkiliyor. Eminim bir çoğunuz benim gibi düşünüyordur
Nazım Hikmet'in kardeşi Samiye Hanım'ın dilinden okuyoruz O'nu . Bir kızkardeş ve bir hayran olarak ... Direkt Nazım 'a hitap ederek yazıyor bir mektup gibi . Bu hali daha samimi daha etkileyici .
Soğuk bir kış günü Selanik'te gözlerini açan Nazım 'ın sıcak bir Moskova gününde gözlerini kapatasıya kadar yaşadıkları...
Vatan aşkıyla dolu , vatanını , milletini ve dilini çok seven bir insanın yaşadıkları, özlemleri, acıları, aşkları ...
Bu hacmi ile müsemma kitabı elinize alınca eminim hızla bitireceksiniz. Ancak etkisi kısa sürede bitmiyor. Son sayfayı da okuduktan sonra derin bir nefes alıp düşündüm . Yapılanları,yaşananları ... Nedeni ,nasılı ... Geçmişi şimdisi ... Sorgulamadıktan sonra bu beyin neye yarar ?? Öyle değil mi?
Uzun lafın kısası mavi gözlü bir dev geçti bu topraklardan ve bu hayattan . Bedenen geçmiş olabilir ancak yapıtları ile ölümsüzlüğü kazandı ve hala dizelerinin arasında yaşamaya devam ediyor
@gecekitapligi ndan çıkan kitap küçük boy, tam çantaya atıp çıkmalık . Her yerde çok rahat okuyabilirsiniz. Nazım 'ı sevenler onu bir de kızkardeşinin gözünden tanımak isterlerse bu kitabı mutlaka okusunlar.
