Monoton bir hayatı olan insanlar için tercih edilebilir. Sıkılmış, kendini bir fanusa hapis olmuş hisseden ve bağlarını çözmek isteyen insanlar için. Çünkü bu kitap hem olağan dışı bir aksiyon içeriyor, hem de merak duygusuyla insanı kasıp kavuruyor. Özgür ruhlu insanların kitabın cümlelerinde kendini bulması. Örneğin, bir insan nasıl hayalini kurduğu bir şeye ulaşınca apansızın kendini bambaşka bir yerde ve bambaşka biriyle bulur ve hadi buldu bu nasıl bir hayal kırıklığıdır sonrası için tabiki o kişide kendini bulması ve evi olmayan bir yeri kendisine ev yapması? insan ne kadar çabuk duyguları değişen bir varlık.. anlamak güç yeterki AŞK olsun dimi ama?
Yıl 1899.Yer İstanbul Büyükada.Karanfil Sokağı’nda iki odalı bir sayfiye evi.Recaizade Mahmud Ekrem, eşi Güzide Hanım ile birlikte matemini sessizce burada yaşadı.
Önceleri cemiyet hayatından hoşlanan yazar, artık kimseleri görmek istemiyordu. Aksi halde yaşamın 14 yaşında ölen oğlu Nijad’ın anısına haksızlık olacağını düşünüyordu. İstisnasız her
İlk-ortaokul boyunca, okulda belletilenler doğrultusunda
ateşli bir Kemalisttim. Babam namazında, orucunda,
yobaz denecek ölçüde Müslüman, Kemalist reformlara
tiksinerek karşı çıkan, şeriat yanlısı biriydi.
Tüm ailem, çevrem de öyle. Üç ablam da okuldan alınmış,
okutulmamıştı. Nedeni yoksulluk kadar, okulda başlarını
açıp çizgiden
Into The Wild:“Her Şeyi Gerçek Adıyla Söylemek İçin”
Yönetmenliğini Sean Penn’in yaptığı, 2007 yapımı Into The Wild (Özgürlük Yolu/Yabana Doğru) filmi, dünya sinemasının önemli eserlerinden birisi olmayı sürdürüyor. İnsan, doğa, hayvan ilişkisi, mülkiyet, insanın kendi gerçeğiyle yüzleşmesi, doğa içinde insan varlığının anlamı gibi pek çok
Bir yere ait olma hissi güzel birşeydir herhalde. İnsan aciz bir varlık olduğundan kendini bir şehre, insana vb. birşeye ait hissetmek ister. Ve genel itibariyle de bu olur. Ama bazı insanlar ne ailesiyle olabilir ne de kendi ailesi olur. Ne öğretmendir ne de öğrenci. Bilmediği yurtları evi beller, o kadar bitkindir ki az ötesinde deniz olmasına rağmen oraya bile gidemez, çünkü tükenmiş ve yorulmuştur.
Daha önce paylaşıldı mı bilemiyorum. Her okuduğumda beni etkileyen bir yazı. Biraz uzun fakat buna değer...
İyi okumalar...
......
Babam haylaz ve bazen biraz kaba denebilecek kadar soğuk bir adamdır.
Pek sohbetimiz olmamıştır. Dün geceye kadar. 30 yıllık büyüyü bozdu.
Hala heyecanlanıyorum söylediklerini düşündükçe.
Zeki Müren dinliyordu. Bir