Lafın gelişi “iyiyim “ demeyin...
Demek zorunda da değilsiniz..
Nasılsın ?
Diye soran varsa samimice dinlesin.
Akıl vermesin
Eleştirmesin
Yargılamasın...
Önce sorup, “aman boşver" demesin.
Her şey kafada bitiyor demesin...
Bunları takma demesin..
Sadece dinlesin,
Önemsesin,
şefkat göstersin...💙
Yerde 9 tavşan varsa ve bir tanesini yakalamak istiyorsanız, sadece bir tanesine odaklanın. 🕊️
#Jack Ma
📍Amacınız tavşan yakalamaksa sadece bir tanesini gözetlemeli, sadece bir tanesine odaklanmalısınız. İnsanların başarısız olmasında aynı anda birçok şeye odaklanmaya çalışmaları önemli bir etkendir.
Eskiden çocuk gelişimi konusunda uzmanlara pek ihtiyaç yoktu. Zaten çocukların da bugünkü türden problemleri yoktu. Misal:
-Sabahtan akşamlara kadar tablette oyun oynamak.
-7/24 kulaklıkla dolaşıp, etrafa az önce uzaydan gelmiş de "Nerdeyim ben!?" der gibi bakınmak.
- Filmlerde izlediği ya da kitaplarda okuduğu zombi, cadı, testereli psikopat, büyücü vs. gibi karakterlere büyük hayranlık duymak.
-Eski zamanlarda yaşayan bir çocuğun yanında bahsedildiğinde bile gece tuvalete kalkınca korkup annesini babasını çağırtan hortlaklı, çirkinli ne kadar suret varsa odasının duvarına asmak.
-Ne diyorsanız tersini yapmak ve bunu da özgüven sanmak.
Çocukluğumda hayvan sevgisini bana aşılayan La Fontaine'in fabl eserleri sayesinde istisnasız her hayvana karşı içimde aşırı derece bir hassasiyet oluşmuştu. (bir tek fareleri sevemedim, bir de çakalları) Okuduğum her La Fontaine hikayesinden sonra öyle etkilenirdim ki, bazı hayvanlarla konuşmaya çalışır, cevap alamayınca da ''geri zekalı bu
Size yazarı anlatmalı mıyım? Haddim değil deyip susmalı mıyım? Elbette pek çoğunuz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Hele ki bu eseri okumaya kalkışmış yahut okumuş biriyseniz zaten oldukça aşina olmanız muhtemeldir. O nedenle bu çipil gözlü, ( bizim oraların deyimiyle) bi kucak sakallı adamı anlatmak işlemini pas geçiyorum.
Tolstoy bu