“Vay, vay!” dedi sakin bir şekilde Bazarov. “Ne kadar da yüce gönüllüyüz! Sen hâlâ nikâha önem veriyorsun demek; bunu senden beklemezdim.”
İki arkadaş hiç konuşmadan birkaç adım daha attılar. Sonra yine Bazarov konuşmaya başladı:
“Babanın bütün işletmelerini gördüm. Sığırlar kötü, atlar bitkin. Binaları da dolaştım. İşçiler tembel görünüyorlar; kâhya ise ya bir salak ya da çok kurnaz, daha pek iyi anlayamadım.”
“Bugün amma da sertsin Yevgeniy Vasilyeviç.”
“Ve o kötü kalpli köylücükler babanı mutlaka kazıklayacaklar. Atasözünü bilirsin: 'Rus köylüsü Tanrıyı bile aldatır! "
bile aldatır.”
Beni yeşil düşün yavrum fazla hasar yok
Demeyi diyebilmeyi nasıl isterdim soranlara
Van Gogh'la arkadaş olmayı istediğim kadar
Halamım siyanürü istediği kadar isterdim evet
Gel gör ki bir yandan yüzümdeki eğreti maske
Bir yandan benimle büyüyen eski yara izleri
Dilimdeki sözcükleri kanatmaya götürüyor işte beni
Yeni bir rengi keşfetmenin
#Anma
“Can Yücel” anısına...
(21 Ağustos 1926, İstanbul - 12 Ağustos 1999, Datça, Muğla)
“Bu dünyadan namazıyla niyazıyla göçen ‘dini bütün’ olur, kimi de Can baba gibi göçer ‘şarap tütün / şiiri bütün’ olur!”
(Haydar Ergülen, ‘Çok Bi Şair’: Can Yücel)
Can Yücel... Şiirimizin sokak çocuğu! En ümitsiz koşullarda bile üzümden şarap, şaraptan şiir