Resimlerdeki kuşlar gibi el sallamıyor sana dostlar
Hâlâ tepeden tırnağa kavga,hasret ve ümitten ibaret
Ve hâlâ başı bulutlarda bir çınar gibi esenliyorlar
Yanımızda değil, yanan kanımızdasın ey Nazım Hikmet
Kekremsi bir hayat dilimindeyiz
Bakır tadında geçiyor günler
Tutmuş yolları bir sürü harami
Geleni geçeni sigaya çekmekte
Şüphesiz onlar ölüm getiricilerdir
Ve sevincin düşmanı olarak bilinirler
Yoktur gözlerinde sevgilerin ışıltısı
Aşk yoktur, duman bürümüştür büsbütün
Onlar yalnızca ölümü bağışlayabilir
Yalnız kederi, kahrı ve zulümleri
Ve tarih onlarla bizim kavgamızın
Sürüp duran hadisatından ibarettir.
Ne yazılmışsa bize ve onlara dair
Işıklı sularındadır bilincimizin
Hükmünü yerine getirse de acılar
Biz yine neşeli türküler söylemekteyiz
Savrulup duran bir zaman diliminde
Sarsarak ve sarsılarak geçiyor günler
Ama kalbimiz çatlayacak kadar duyarlı
Hayatı savunabilecek kadar güçlüdür.
Bu dar-ı dünyâda Bari Ta'ala
Uzak et hayasız cahilden beni
Reddetme ricami ey gani Mevlâ
Ayırma meclis-i fâzıldan beni
Lütfunla nerm eyle kalb-i poladı
Ol zikr-i cemâlin olsun evradı
Perçin et sineme Hak itikadi
Dur etme zumde-i amilden beni
Baş yastığa düşdüceği zamanlar
Ol cism-i za'ifle olsun amanlar
Veda eyledikte ol vakit canlar
Ayırma iman-ı Kâmilden beni
Münkir'le Nekir'den eyle selâmet
Hizbî'ye rahm eyle ruz-ı kıyamet
Habibinle edip ol dem ziyafet
Eyle didarına vasıldan beni
500. FETİH YILINI KUTLAMA MESELESİ
1953 yılının milliyetçi hareketleri içinde bir hâdise daha gelip geçti. Atsız bu hâdisenin içinde veya ortasında değildi, ama yine de ilgiliydi ve uzaktan da olsa ibretle takip ediyordu. Hükûmetin 500. yıldönümünü kutlamaktan neredeyse vazgeçmek üzere olduğunu anlıyorduk. Bu davranışın bir örneğini yakından