I/
Rüyanın içinden geçen rüzgâr mıydı
Bir kadının masalını ağlayan nar ile
Gülen ayvaya fısıldayan, ki vedâın
Vakti gelmiş de farkında değil bunun
Işığını kalbimize döken solgun çiçekler
Rüyanın içinden geçen rüzgâr mıydı
Bir kadının ağlayan nar ile
Gülen ayvaya fısıldayan, ki vedâın
Vakti gelmiş de farkında değil bunun
Işığını kalbimize döken solgun çiçekler
Çiçekler hüzünlü, kokuları kaybolmuş
Kadınsa yaprak döküyor tam da orada
Galiba ölüyoruz diyor, sönüyor ışıklar
Kim duyabilir şimdi çiçeklerle kadının
Kuğularınkini andıran vedâ ezgisini
Hoşçakal ey hayat, bütün ömürler
Gibi bitiyor işte bizim de ömrümüz
Bir vedâ divanının solgun sayfalarıdır
Dökülen bu yapraklar ve bir kadının
Dünyada bıraktığı dağınık hâtıralar
Ahmet TELLİ
Vedâ Divânı Ahmet TELLİ // Düşgezginleri
youtube.com/watch?v=rU3MZnR...
Vedâ Divânı 5. bölüm ile bildigim özlediğim Ahmet Telliye tekrar kavuştum. Sevdaya, aşk acısına, terkedilmişliğe doydum. Öyle kararlı ve başı bozuk bir halde kendimden geçtim.
Kalbimde unutmak istediğim şiirlerimle kısa bir yolculuğa çıkmak istedim. Belki yine gelirim diyerek vuruldum yollara. Yüreğimin kıyısına demir atmış minicik sandala bindim. Geceydi ve yukarıdan ay bana el sallıyordu. Çektim küreklerimi acılar denizinin sığ sularında. Özlem çırası tutuşturmuştu bedenimi ağır ağır. Bu kaçış bir su misali söndürürdü belki de yüreğimi yakan sevdaları.
Gitmekle kurtulmak mümkün değildi işte. Ateşim içimde okyanuslar kadar büyümüştü. Kendimi sulara attım. Acılar beni boğarken belki de kurtulacağımı düşünüyordum. Gitgide dibe batıyordum. Çırpındım son nefesime kadar çırpındım ve o an bir mesaj sesi işittim. Kendime geldim. Bana ne oldu neredeyim ben diye düşündüm . Hayal kurmaya bile izin vermezler insana.
Ahmet Telli ye veda edelim.
Toplu şiirler kitabı olduğu için her bölümü tek tek okuyup inceleme yazmak istiyordum. Ancak şairin bazı kitaplarında biraz kendini tekrarladığını düşündüğüm için inceleme olarak kendimi tekrarlamak istemediğim için son 3 bölüme aynı
Izmaritini iki parmağının ucuyla
Fiyakalandiriyor da " Lan bas git" diyor
Bir kez daha " senin izmaritinden
Kavga da çıkmaz yangında"
Çıkınındaki domatesi peyniri kuşlarla
Bölüşürken park bekcisi, hüznünü
Kuyruğuna sıkıştırıp gidiyor ötekisi
Çiçekler hüzünlü, kokulari kaybolmuş
Kadınsa yaprak döküyor tam da orada
Galiba ölüyoruz diyor, sönüyor ışıklar
Kim duyabilir şimdi çiçeklerle kadının
Kuğularinkini andıran veda ezgisini