Artık kimseler inanmayacak bir zamanlar bir kalbim olduğuna. Kimseler inanmayacak bir zamanlar bir yaranın hatırına gözlerimden kan akarcasına, şah damarım çatlayacakmışcasına sustuğuma.
On sekizimde, yirmi ikimde, yirmi beş ve yirmi sekizimde Feribe, beni de arkamdan vurdular, ama edebimle öldüm. Sen de öleceksin. Ölmeden önce bir güzel öleceksin. Kaybolan yıllarımızın hesabını yan masadan ödemiyorlar, Feribe!
Hal bilmeze yoldaş olmak, yola zulüm değil mi?
Cevreyleyip gönül kırmak, dile zulüm değil mi?
Ömründe bir defa bile gül koklamamışların bahçıvana saldırması, güle zulüm değil mi?